SAYFALAR
▼
10 Aralık 2023
Halimiz Budur
Meçhul Muhayyil, Türkiye gözlemlerini şöylece sıralamış, hemen tamamına katılıyorum:
1. herkes durmadan para konuşuyor.
2. zengin-eğitimli kesim gettolar kurmuş, kendini kandırmaya çalışıyor.
3. fakir-eğitimsiz kesim siyaset ile kendini oyalıyor.
4. zengin-eğitimsiz kesim para ile tatmin arıyor.
5. sokaklar, caddeler, meydanlar inanılmaz çirkin.
6. güzel olan bir şeye rastlamak çok zor. rastlayınca da hayranlık değil gerginlik hissediyorsun.
7. gündelik hayatın doğal bir akışı yok. devamlı kimlik değiştirmek, rol yapmak zorundasın.
8. geleceğe dair hiçbir beklenti yok.
9. kimse aptal değil, kimse saf değil.
10. ne kadar atıp tutulsa da herkes memlekette gurur duyulacak çok az şey olduğunun farkında.
11. ve yine herkesin farkında olduğu, ne tam anlamıyla kabul edilmiş ne de reddedilmesi mümkün muazzam bir adaletsizlik hayatın temeli olmuş.
12. zengin-fakir, seküler-dindar herkesin iliklerine kadar nüfuz etmiş bir acıdan beslenme, dünyaya karşı güvensizlik, yaşamaya dair korku var.
13. kurulabilen tek "sağlıklı" ilişki biçimi vicdan, merhamet, acıma üzerinden. bu da devamlı, alttan alta, hınç ve öfke yaratıyor.
14. insanlar arabalarıyla simbiyotik bir yaşam kurmuş. araba insanlara hem kol, bacak hem de güvenli bir hayat sağlıyor.
15. mümkün olan azıcık mutluluk tamamen yemek üzerine kurulu. muazzam bir yemekçilik var ve yemek kalitesi geçen senelere oranla büyük düşüşte.
16. zengin-fakir kimsenin ne yaptığını, neden yaptığını bildiği yok.
17. herkes bir şeyi taklit ediyor gibi ama kimse neyi taklit ettiğini bilmiyor. taklit etmese ne yapacak onu da bilmiyor.
18. herkes durmadan ötekini izliyor.
19. şarkılar, diziler, filmler fevkalade kötü.
20. erkeklerde muazzam bir yetersizlik hissi var. sokakta yanından geçen bir kadın, kuyrukta önünde duran adam, hareket eden hemen her şey onlara meydan okuyabilme potansiyeline sahip.
21. kadınlar prenseslik ile hizmetçilik arasına sıkışmış durumda.
22. herkes tedirgin.
ama en trajik olan bunların hepsinin son derece normalleşmiş olması.
zengin-fakir, eğitimli-eğitimsiz kimsenin artık bunları duyacak sabrı kalmaması. hatta anlatıp kimsenin huzurunu kaçırmak istememen. özetle, türkiye'nin ya sev ya terket bir ülke haline gelmesi.
28 Ağustos 2023
İkinci Nasihat
Tatil, oturarak beklemek, hiçbir şey yapmamak değildir. Bedenini ve özellikle de zihnini dinlendirme zamanıdır. İstanbul'da yaşamanın şans olduğunu unutma. Boğazı gez, tarihi yerleri gez, müzelere git. Sevdiğin kitapları oku. Telefona, tablete gömülme. Ve elbette çalışmayı dene. İnsan her şeyi olduğu gibi, çalışmayı da en iyi çocukken öğrenebilir. Ailenin, akrabalarının yanında yaşına uygun bir işte çalış. Unutma ki insanın en büyük sermayesi kendi çalışmasıdır. Eylülde görüşmek üzere.
Geçen yılın birinci döneminin nasihatini etmiştim, ikinci döneminkini unutmuşum, okullar açılmak üzereyken onu da etmiş olalım.
29 Nisan 2023
20 Ocak 2023
Nasihat
Tatilde dinlen. Bedenini, gözlerini, zihnini dinlendir. Geç yatma, uykunu almış olarak uyanmak çok değerlidir. Yatağını kendin topla, odanı temizleyip düzenle. Kendin yapabildiğin hiçbir işini başkasına yaptırma. Sık sık yüzünü yıka. Hareket etmeyi unutma. Abur cubur yeme, telefona gömülme. Ailenle sohbet et, onlara işlerinde yardım et. En az bir kitap oku. 6 Şubatta görüşmek üzere...
(Sınıfımın karnelerine yazdığım öğretmen görüşü.)