31 Aralık 2011

2011'in Dökümü: Ocak

Usta birliğine gideceğimiz yerler günler öncesinden belli. Ben Eskişehir'e gideceğim. Hep orada yaşamak istemiştim. Gitmek bile nasip olmamıştı ama. Demek askerde gitmek varmış.

Acemi eğitimimizin son haftası yemin töreni telaşesiyle çabucak geçiveriyor. Ben dağıtım iznine gitmiyorum. Doğrudan usta birliğime gideceğim. Nihayet 7 Ocak günü geliyor. Yemin töreni yapılıyor ve artık bizi Eskişehir'e götürecek otobüsleri beklemeye koyuluyoruz.

Otobüsler geliyor. Biniyoruz. Bir saat sonra Eskişehir'deyiz. Nizamiyede biraz bekliyoruz, işlemlerimiz yapılıyor. Bir otobüs geliyor, bizi bölüğümüze götürüyor. Akşam olmak üzere. Kayıt yaptırıyoruz. 5. Koğuşa yerleşiyoruz. Acemi birliğinden sonra burası cennet gibi.

İlk günler oradan buraya gidip gelmekle geçiyor. Bir an önce görev yerlerimizin belli olmasını bekliyoruz. Oldukça sabırsızız. Ben kütüphaneci olmak istiyorum. İçimden devamlı bunun için dua ediyorum. Askerde bir işiniz yoksa vakit geçmek bilmez. Gün boyu oradan buraya gidip gidip geliyoruz. Gidecek pek yer de yok ya... Çarşıya çıkmayalı da epey oldu. Acemi birliğindeyken zaten çıkamıyorsunuz. Burada da Kütahya'dan dosyalarımızın gelmesi bekleniyor.

Nihayet görev yerlerimiz belli oluyor. Bölük komutanı daha önce bizi mülakata almıştı. Ben dört arkadaşla beraber sosyal tesislerde görevlendiriliyorum. Sosyal tesislerden sorumlu komutan da bizi farklı yerlere dağıtıyor. Ben de pastaneye kasiyer olarak düşüyorum. Askerliğimin geri kalanı böyle geçecek. Bundan sonra artık hepimiz işimize bakıp askerliğimizi bitirmeye bakacağız.

30 Aralık 2011

2011'in Dökümü: Yeni Bir Yıla Giriş

31 Aralık 2010 günü. Vakit öğleden sonra, akşama az var. 7. Bölük 400'e yakın mevcuduyla bölük binası önünde dizilmiş bekliyor. Çavuşlar yoklama moklama alıyorlar. Bölük komutanı gelecek. Normalde pek gelmez, yüzünü çok az görüyoruz. Yoklama merasiminin rutin işleri hallediliyor. Biraz sonra bölük komutanı üsteğmen Erhan geliyor. Kısa bir konuşma yapıyor. Havasını atmayı da ihmal etmiyor. "Biraz sonra Eskişehir'e gideceğim, yeni yıla eğlenerek gireceğim" falan filan... "Gönül isterdi ki sizi de götüreyim ama..." diye de bağlıyor. Eğlenin ama tozutmayın, anlamında uyarısını yapıp yeni yılımızı da kutlayıp gidiyor. Hepimizin içinde genel anlamda bir sevinç var. Hem yeni yıla hem de acemi eğitiminin son haftasına giriyor olmanın sevinci.

Akşam oluyor. Hepimiz koğuşlarımıza gidiyoruz. Gündüzden çerezler, cipsler, içecekler alınmış. Bazı arkadaşlar bu işle ilgileniyorlar. Koğuşlar, içlerinde fazladan ranzalar olduğu için epey dar. Ranzaları kenarlara çekip ortada yer açıyor ve yere battaniyeler seriyoruz. Herkes oturuyor. Fıkralar falan anlatılıyor. Çerezler yeniyor, kolalar, gazozlar içiliyor. Herkes yılbaşı havasına kapılmışken benim aklımdan bir hinlik yapmak geçiyor. Tam banyo yapılacak vakit. Neden mi? Çünkü acemi birliklerinde öyle her istediğinizde yıkanamıyorsunuz. Haftada bir yıkama imkânınız varsa ne âlâ. İçimden, hazır kimsenin aklında banyoya gitmek yokken gidip şöyle doyasıya yıkanayım, diyorum. Normalde banyoda beş on dakika ancak kalabiliyorsunuz, siz duştayken de sırada bekleyenler ha bire sıranın kendilerine gelmesi için seslenirler. Kısacası acemi birliğindeyseniz banyo yapmanız hiç de kolay değil.

Özetle, arkadaşlarımı koğuşta eğlencelerine bırakıp havlumu alıyor ve aşağı iniyorum. Banyoda bir iki kişi var. Doyasıya yıkanıyorum. Yeni yıla tertemiz girme şansım oluyor böylece.

Koğuşta eğlence biraz daha devam ediyor. Sonra toparlanıyoruz haliyle. Ranzaları yerine çekiyoruz. Yatağıma çıkıyorum. Başımı yastığa koyuyorum. Böylece 2010 yılı da bitiriyor. Giden ömrümüzden gidiyor.

16 Aralık 2011

Döneceğim

Dağıtır saçlarını ve yalvarıp uzaktan
Mavi bir iklim gibi çağırır beni sesin,
Tertemiz göklerinde dal dal erguvan açan
Rüyalarıma ışık ve özlem serpmektesin.

Bir mayıs sabahını yaşayacak böcekler
Çılgın karanfillerle dolacak yeşil saksın,
Ve sen bir fidan gibi yeşermiş olacaksın,
Serin, çakıl yollarda kuşlar birikecekler.

Melih Cevdet Anday
Sayfa başına git