19 Ekim 2014

Smitty Bacall ve Çetesi

Smitty Bacall ve çetesinin elindeyim. Birkaç gün önce kaçırdılar beni. Ne zaman bırakacakları belli değil. Bir eve kilitlediler beni. Ev yüksekçe bir tepenin üzerinde. Manzarası çok güzel. Kırsal bir yer. Aşağıdan nehir akıyor. Ağaçlar da çok güzel. Bugün hava yağmurlu. Dışarıyı seyrediyorum boyuna. Smitty Bacall haftada bir gün internete girmeme, bir gün de telefonla konuşmama izin veriyor. Müzik dinlemek her gün serbest. Televizyon izlemekse haftada üç günmüş, ama ben hiç izlemiyorum. Kitap yok burada. Olsa vereceklermiş ama onlarda da yokmuş. Gerçi ben istedim diye gidip bir yerlerden bir tane bulup getirdiler ama o da ortaokul ders kitabı. Smitty Bacall kitabı görünce çok sevineceğimi düşünmüş olmalı ki ben kitabı görür görmez dudak bükünce o da şaştı kaldı, anlamakta epey zorlandı, hatta hiç anlamadı, çünkü her kitabı aynı sanıyor.

Beni neden kaçırdıklarını birkaç kez sordum ama söylemediler. Benim de hiçbir fikrim yok bu konuda. Kendi halimde rutin hayatımı yaşayıp gidiyordum. Bir gün akşam üzeri beni kaçırıp buraya getirdiler işte. Neresi olduğunu da bilmiyorum. Belli konular dışında ne sorsam cevap veriyorlar. Hatta bazen uzun uzun sohbetlere dalıyoruz Smitty Bacall ve çetesinin her bir üyesiyle. Gören beni kaçırdıklarına asla inanamaz. Onlar da benim bu halimi pek bir tuhaf karşılıyor, garipsiyorlar. Kaçırılmış gibi davranmıyorum çünkü hiç. İstesem de davranamam zaten. Her şeyi olduğu gibi kabul ediyorum. Determinist bir kişiliğim öteden beri vardır zaten, bir şey oluyorsa olması gerektiği içindir filan. 

Smitty Bacall ara sıra çay yapıyor bize. Çayı güzel demliyor. Bunu ona söyledim dün akşam, bir yerlerde çaycılık yaptın mı diye sordum, yüzünü bir tebessüm aldı, galiba doğru tahmin etmişim de ondan. Cahil bir adam Smitty Bacall. Çetesi de öyle. Felsefeden, edebiyattan, tarihten, bilimden, sanattan hiç anlamıyorlar. En çok da buna hayıflanıyorum. Çünkü dehşet güzel bir sohbetleri var. Yanlış bir anlaşılmaya mahal vermek istemem, bu saydıklarımda ben de uzman değilim, kıyısından köşesinden anlıyorum, ama işte onlar da bencileyin ucundan anlasalardı zaman güzel geçecekti. Velhasılıkelam, Smitty Bacall ile çetesi çok cahiller. Ne var ki şimdiye kadar görüp tanıdığım hiçbir cahile benzemiyorlar. Keşke bütün cahiller bunlar gibi olsa, diye sık sık geçiriyorum içimden. Dedim ya, sohbetleri çok güzel. Söylemeyi unutuyordum, coğrafya konusunda biraz bilgileri var. Onları da kitaplardan değil, bizzat görerek, yaşayarak öğrenmişler. Besbelli, hayatları hep yollarda geçmiş. Çok memleket görmüşler.

Smitty Bacall, adıyla soyadının her zaman birlikte anılmasını ister. Ona hiç kimse Smitty diyemez mesela. Beni de ilk günden uyardılar bu konuda. Gördüğünüz gibi buna riayet ediyorum işte. Çetenin üyelerinden birinin inanılmaz derece güzel bir sesi var. Önceki gün bir türkü söyledi, Smitty Bacall başta olmak üzere hepimiz duygulandık.

Şu an yağmur yağıyor. Yağıp cama çarpıyor boyuna. Ben de bir yandan bunu yazıp bir yandan ikide birde dışarıya bakıyorum. Aşağıdan akıp giden nehre karışan yağmur çok tuhaf şeyler düşündürüyor. Su suya katılıyor. Muhakkak gidip bir göle ya da denize de katılıyordur. Su durmadan suya katılıyor. Zaman da öyle. Günler durmadan günlere katılıyor. Smitty Bacall çok iyi bir adam, ona yaşam üzerine düşüncelerimi anlattığımda bazen handiyse ağlayacak gibi oluyor.

Bu akşam yine gece boyunca sohbet edeceğiz. Smitty Bacall'ın gençliğinden söz açacağım, koydum kafama. Çünkü eğer yanılmıyorsam Smitty Bacall'ın gençliğine yönelik bir zaafı var. Gençlikten bahsedilince duygulanıyor. Saklamaya çalışsa da beceremiyor. Kim bilir, neler kalmış gençliğinde.

6 yorum:

  1. İçimden tam adam kaçıranların hepsi böyle nazik ve düşünceli olsa.. diye geçiriyordum keşke bütün cahiller onlar gibi olsa yazmışsın. İşte iyi yazar okurunu böyle yakalıyor :D. Maşallah çok beğendim, yumuşak anlatımları çok seviyorum. Özellikle bu aralar tercihim, gerçek dünyada sakinlik bulamayınca iyi geliyor sanat, her zaman olduğu gibi :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Şenay teveccühün.
      Evet, sanat pek çok şeyin üstünde, ben de senin gibi düşünüyorum.
      Güzel günler diliyorum. Sağlıkla kal...

      Sil
  2. Güzel kurgu. Tebrikler.
    Bu; bir şey oluyorsa olması gerektiği içindir inancı ne menem bir şeydir aslında bana göre. Ben de çoğunluk öyle düşünürüm, düşünmesine de, bazen de acaba çare bulamadıkları sığındığımız bir yer midir diye de düşünürüm. He durum da yapacak bir şey yoktur belki, bari öyle düşünüp çıldırmamak en iyisi belki. Belki de, ya bizim kendimiz ne oluyoruz? Her şey olması gerektiği için oluyor sa biz neci oluyoruz, demeden de edemem bazen..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ olasın Aze.
      Tabi uzun uzadıya o felsefe üzerine konuşacak yetkinlikte değilim ama basitçe şöyle düşün, herhangi bir durum için "Bu niye öyle değil de böyle?" diye sorduğunu düşün, eğer sahiden de böyle değil de öyle olsaydı sen yine aynı soruyu sormayacak mıydın? Her halükarda gelip aynı kapıya çıkıyor mesele. Umarım anlatabilmişimdir. :)
      Sevgiler...

      Sil
  3. Güzel anlatım, gerçekten. Bir şeyi basitçe anlatabiliyorsan biliyorsun demektir... Şu var ki bunu insan kendine bir şey istediği gibi olmadığında söyler çoğunluk. Yapacak bir şey olmadığını düşündüğünde bir kabulleniş olarak kullanır. Benim takıldığım bu. Sahiden de öyle mi olması gerekiyor du, yoksa yapacak bir şey kalmamış mıydı? Ya da bir şey yapacak istek kalmayınca mı bunu kullanıyoruz?
    Geçelim, fazla düşünmek akla zarar.

    Dünya fani, ölüm ani...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tekrar teşekkür ederim. Sevindim beğenmene. Fazla düşünmek akla zarar ama her zaman değil, bazen. O yüzden ben de fazla uzatmayayım. Dünya fani diyorlar da, aslında dünya değil fani olan, biziz. Rivayetler doğruysa binlerce yıldır dünya yerinde duruyor -hoş, durmadan döndüğünü söyleyenler de var- biz ise gelip seksen-doksan yıl o yana bu yana savrulup, (kimi zaman da "upside down" olup) gidiyoruz. :)
      Sevgiler...

      Sil

Yorumunuzda bir web sayfasına bağlantı vermek istiyorsanız buraya bakabilirsiniz.

Yorumlarla ilgili notlar için buradaki sayfanın sonuna bakabilirsiniz.

Sayfa başına git