22 Mart 2014
Karıncaların Sessizliği
O yıllarda kulağımızda güzel sesler birikirdi. O kadar ki, kendi sesimizi duyamazdık. Buna gereksinmezdik hatta. Bir gün ben ve o, karıncaları dinlemeye gitmiştik. Karıncalar diyorum, anlıyor musunuz! Siz hiç duydunuz mu karıncaların sesini? He ya, o da tıpkı böyle sormuştu bana. Oturmuş uzakları izliyordum. Yanıma geldiğini fark etmemiştim bile. Gölgesi belirmişti yanımda. Çevirip bakmıştım yüzümü. "Ne yapıyorsun," diye sormuştum. Beni yanıtlamadan o da sormuştu: "Sen hiç duydun mu karıncaların sesini?" Hayır, duymamıştım. "Dinlemek ister misin," diye sürdürmüştü. Başımı sallamıştım. Bir şey demeden yola koyulmuştu. Ben de kalkıp ardına düşmüştüm. Metruk bir evin önünde durmuştuk. Besbelli, uzun zamandır insan ayağı değmiyordu buraya. Yerde karıncalar vardı. Diz üstü çökmüştük. Az sonra hayretle karıncaların önümüze üşüştüğünü görünce çökmeyi bırakıp oturmuştuk. Ve karıncaları dinlemeye koyulmuştuk. O andan sonra zamanın geçip geçmediğine emin olamamıştık ikimiz de. Karıncaların sesine o denli kapılmıştım ki kulağımı onlara yaklaştırasım gelmişti; toprağa yanlamasına uzanmıştım öylece. İyi gelmişti bu. Böylece başımı da bırakmıştım yere. Bırakınca da kulağım yere kapanmıştı. Ve işte o anda dünyadaki tekmil sesler kesilmişti. Bunu ilk ayırt eden de ben olmuştum. O ise yalnızca ve yalnızca karıncaların sesinin kesildiğini sanmıştı. Kızgınlıkla yüzüme bakmıştı: "Nicedir gelir giderim... Sen daha ilk gelişinde..." Başını eğmiş, üzülmüş, ağlamaklı olmuş, iç geçirmiş, kendini zor tutmuş ve aniden kalkıp gerisin geri gitmişti. O gün bugündür karıncalardan ses çıkmıyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
vesilenlen ben de dinlemeye kalktım onları bu akşamüstü_ aslında çömeldim_ yani ne oturdum ne yattım ne kulağımı dayadım o güzelim toprağa ona bozuluyorum biraz_ kaçtılar benden çıkmadılar topraktan ona da bozuldum_ üstüme alınmış da olabilirim: o ikisi var ya aynı anda çıkmaya inatlanınca sığışamamış da olabilirler_ ama bir üçünsünü yakaladım biraz ötede: çok sevdiğim cins bir böceği taşıyordu yuvaya doğru_ biraz seyredip yoluma koyuldum dönüşte de hepsini unuttum umarım yuvayı ezmemişimdir_
YanıtlaSilKarıncalar öyledir; misafirlerini evlerine sırtlarında taşırlar. O çok sevdiğin böceği de evinin içini göstermek için götürüyordur. Ne kadar severim karıncaları bir bilsen. Bir de hiç unutamadığım çocukluğumdaki o karıncalar... Dilerim beni affetmişlerdir.
Silbak söylemeyi unuttum bunları dinlemeye çalışırken çok güzel kuş sesleri duydum (:
YanıtlaSilKuşların da sırası gelecek elbette. Lakin sessiz olacak onlar da.
Silİnsanlar şehirlerde ve apartmanlarda öyle gürültüye alışmışlar ki; bizim gibi bu seslerden rahatsız olup tepki verenlere hasta gözüyle bakıyorlar. Biliyorum ki onlar asla karıncaların sesini duymayacaklar.
YanıtlaSilEvet. Herkes kendini normal gördüğü için diğerlerini anormal görmeye meyillidir haliyle. Sana hasta gözüyle bakanların kendilerinin hasta olmadığı ne malum?
SilSevgiler...