O yıllarda bütün çocuklar kendiliğinden ağlamayı kesmişlerdi. Bunu fırsat bilen kadınlar, kırlara benekli beyaz kelebekler aramaya gitmiş, sonra hiçbirinden haber alınamamıştı. Erkekler de yalnızlık ağıdı yakmaktan kendilerini unutmuşlardı. Yaşam ters düz edilmişti; kurtlar gelip köye kurulmuş, yerlerinden edilen köpeklerse etraftaki dağlara kaçmışlardı. Ancak hava karardığında köyün eteklerine yaklaşabilen köpekler için hayat olabildiğince zorlaşmıştı, yetim hislere bürünmüştü her biri, nasıl da özlüyorlardı eski yaşamlarını. Ve İbrahim... İbrahim de köyün delisi kılığına girmişti.
İşte, ne olduysa o günlerin birinde oldu. Gelgelelim, hiçbirimiz bilemeyeceğiz ne olduğunu.
bilelim ya bilelim:)
YanıtlaSilSelam N.Narda, nasılsın, nerelerdesin, hayat nasıl gidiyor?
SilBen de bilmemiz gerektiğini düşünüyorum ama baksana, söylendiğine göre hiçbir zaman bilemeyeceğiz. :):)
Sevgiler...
öykü yazarına söyle bu kadar ketum olmasın :)
YanıtlaSilİyi diyelim iyi olalım, İzmirden kaçamadım bu yaz, ona hayıflanıyorum sadece :)