I
Çatısı uçmuş bir evin
damına konmuş bir güvercin.
Çatıyı kimin, nasıl uçurduğunu bilmiyoruz. Çeşitli söylentiler var. En sağlam olanına göre, gece rüzgâr uçurmuş.
Rüzgâr neden yalnızca çatıları uçurur? Ne alıp veremediği var onlarla? Filozofların bu konulara eğileceği günler yakındır.
Hayır, rüzgâr yalnızca çatıları uçurmaz, ağaçları yerinden söktüğü de olur. Evet, öyle de olur. Gelgelelim biz çatıların uçmasıyla ilgileniyoruz, kimin neyi söktüğüne, neyi nereye diktiğine karışmıyoruz.
En çok da çocuklar haklıdır bu konularda. Uçurtma mevsimlerinde bir avuç rüzgâra muhtaç olanlar onlar çünkü.
Nedense hep okullar açıldıktan sonra ortaya çıkar rüzgâr. Çocuklarla bir alıp veremediği mi var, ne? Uçurtmalar kömürlüğe kaldırılır, kitaplar-defterler çıkarılır, ve işte sayın rüzgâr ancak o zaman zuhur eder.
Kimi çocuklar vardır, uçurtmalarını kömürlüğe kaldırır, kimi çocuklar da vardır, uçurtmalarını balkona kaldırır. Gardırobun üstüne koyanlar da yok değildir hani.
Rüzgârın yararları da çoktur ya, pek çoklarınca bilinmez ama.
Rüzgâr uçurmasa bir evin çatısını örneğin,
halini hatrını sormak aklımıza gelir mi bir güvercinin.
II
Çocuklar okula gidiyorlar. Ya da en azından gidiyor gibi yapıyorlar. Bazı çocuklar okulu sevmez çünkü, bu bilinen bir şey. Bazı güvercinler de çatı aralarını sevmez.
Birinci sınıflar, üst sınıftaki abilerinin, ablalarının elinden tutup da gidiyorlar. Böyle bir karar alınmış çünkü Birleşmiş Milletler genel kurulunda. UNICEF artık bunun için çalışacakmış. Sloganları bile hazırmış: El ele tutuşmayan çocuklara dilediğiniz kadar süt içirin, neye yarar. Abisi, ablası olmayan çocuklar da komşu çocukların elinden tutup okula gideceklermiş. “Peki, ya okula gidemeyenler?” diye sormuş delegelerden biri. Genel Sekreter yanıtlamış hemen: “Nasıl ki okula giden çocuklar el ele tutuşarak okula gidip gelecekler, okula gidemeyen çocuklar da yine el ele tutuşarak gidemeyecekler.” Karar verilmiş, kanun oy çokluğuyla kabul edilmiş. Genel Sekreter, teşekkür konuşması yapmak için kürsüye çıktığında sitemkârmış: “Ben,” demiş, “bu kanunun oy çokluğuyla değil, oy birliğiyle kabul edilmesini beklerdim.” O öyle deyince, Mozambik, Afganistan, Bangladeş, Ruanda ve Haiti temsilcileri kalkıp, hep bir ağızdan koro halinde, “Ama ölü çocuklar ne okula gidebilirler, ne de gidemezler,” deyip yerlerine oturmuşlar.
III
Rüzgârın bir yararı daha var, gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkelerde pek bilinmez. Rüzgâr her akşam ölü çocukların mezarına gidip onlara ninni söyler. Kimilerine şarkı söylediği bile olur.
Devamı var. Bakalım ne zaman.
Suriye temsilcisi yok muymuş..?
YanıtlaSilÜye olan bütün ülkelerin temsilcisi varmış. Ama konuşanlar yalnızca saydıklarım. Bu demek değil ki yalnızca bu ülkelerde çocuklar ölür. Selamlar...
SilHay Bin kunduz adına ki güzel yazıyorsun!
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Naçizane...
Sil:)