29 Ağustos 2019

Mahmut

Bizim çalışanlardan Mahmut anlatıyor: Ben burada işe başladığım gün, şansa bak, telefonumun bozulacağı tuttu. Yenisini almaya param yok. Maaşı da bir aydan önce alamıyorum. Çaresiz, bir süre telefonsuz dolaşacağız, dedim kendime. Yirmi gün kadar geçti, sizden avans istemiştim ya, verdiniz, gittim o parayla tuşlu bir telefon aldım. O kadar da meraklanmıştım ki, acaba kimler kimler beni aramış diye? Yüz kişi mi aramıştır, yüz elli mi? Telefonumu aldım, getirip biraz şarj ettim, kartımı takıp açtım. Mesajların gelmesini beklemeye koyuldum. Nitekim az sonra bir mesaj geldi. Hayret, ben çok daha fazla mesaj bekliyordum, makinalı tüfek patlar gibi mesaj patlayacağını sanıyordum. Oysaki gele gele bir mesaj gelmişti. Açıp baktım, en yakın arkadaşımın geçen gün beni aradığını bildiriyordu. Hem de kaç kez, biliyor musun, bir kez. En yakın arkadaşım beni bir kez aramış, düşünebiliyor musun? O da bir şey sormak için aramıştır kesin olarak. O değil, annem babam bile hiç aramamıştı. Bir an düşündüm, bu hayatı galiba fazla ciddiye alıyorum, dedim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuzda bir web sayfasına bağlantı vermek istiyorsanız buraya bakabilirsiniz.

Yorumlarla ilgili notlar için buradaki sayfanın sonuna bakabilirsiniz.

Sayfa başına git