9 Ekim 2013

Geçmişimiz

İbrahim geçmişine sünger çekmeye karar verdi. 
Bir süredir düşünüyordu bunu.
Her şeyi unutmak istiyordu. 
Yepyeni bir hayata, yepyeni bir insan olarak başlamak istiyordu.
Hiçbir şey için geç değildi. Hiçbir şeyin yaşı yoktu.
İnsan unutabilirdi. 
Yeter ki istesindi.
Zaten insandan başka unutabilen bir varlık var mıydı?
Bir süre kafası bunlarla meşgul oldu. Sonunda, insanlar neleri neleri unutabiliyorlar, ben geçmişimi mi unutamayacağım, dedi ve kararını oracıkta verdi. 

(Sünger tezgâhın üstünde duruyordu. İbrahim kararlı birkaç adımla tezgâha yaklaştı. Süngere baktı. İkircikli değildi. Sevindi buna: Demek kesin kararlıyım. Eli süngere uzandı.) 


Bakışları, ıslatmış olduğu süngerde donup kalmıştı.
Birden kendine geldi.
Önüne baktı. 
Geçmişi, tüm ağırlığıyla önünde duruyordu.
Ne olduğunu kestiremediği garip bir duygu kapladı içini.
Biraz düşündü.
Bir şeyi özlediğini fark etti. Ne olduğunu çıkaramadı ama.
Meraklandı.
Ben neyi özlüyorum? Bir yanıt bulamadı.
Acıdı kendine.
Artık geri dönüş yoktu. Kesin bir karar vermişti ve uygulamak üzereydi.
İçindeki özlem duygusu artmaya başladı.
Hadi, bir an önce çek şu süngeri çekeceksen, yoksa bunu da mı beceremeyeceksin?

Elindeki süngeri hızla geçmişinin üstüne götürdü İbrahim. 
O kadar hızlı bir götürüştü ki bu, sünger yapıştı kaldı geçmişine.
Aynı hızla geri çekti. Sünger gelmedi. Yapışmıştı. 
Daha sertçe çekti, sünger kopacak gibi oldu.
Eyvah, diye geçirdi içinden, geçmişimi bile silemiyorum. 
Son umudum buydu oysa.
Sayfa başına git