Önde zeytin ağaçları arkasında yar
Sene 1946
Mevsim
Sonbahar
Önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim
Dalları neyleyim.
Yar yollarına dökülmedik dilleri neyleyim.
Yar yar!... Seni kara saplı bir bıçak gibi sineme sapladılar
Değirmen misali döner başım
Sevda değil bu bir hışım
Gel gör beni darmadağın
Tel tel çözülüp kalmışım.
Yar yar
Canımın çekirdeğinde diken
Gözümün bebeğinde sitem var.
Bedri Rahmi Eyüboğlu
bedri rahmi'nin aslı resimleri ıskalanmıştır biliyor musunuz? anadolu'yu gezip de yaptığı resimleri "köylü" bulan insanlar bile çıkmış.(keşke alıntıya bir deseni eşlik etseydi!)
YanıtlaSiloysa bedri rahmi, umursamaz ki beğenilmeyi; sevilmek ister. beğenmeden sevebilir misin? bunu ilk bedri rahmi'nin bir resmini gördüğümde sordum kendime. beğenince gönlünü ona verirsin. kimi/ neyi beğendiğin mesele mi? ne önemi var? ne önemi olabilir? beğenmiş, kendini onda görmüşsün, onu sevince kendini beğenmişsin. biri seni sevince neden kendini beğeniyorsun? kalp genişler, büyür, kelimeyle ya da şekille ama mutlaka büyür.
kalbini sana kim gösteriyorsa orada durursun, gidemezsin. seversin. sevilirsin; zamanı bilmezsin.
[ne ilgisi var tüm bunların şu alıntıyla! sevgi: durmaz yol alır.]
Merhabalar, hoş geldiniz,
SilBedri Rahmi'nin bir iki resmine daha önce internette rastlamıştım ama yazarlık-şairliğinin yanında ressam da olduğunu bilmiyordum. Hatta birkaç sanat dalında daha eserler vermiş. Yeni öğrendim.
Yakın tarihimize dönüp baktığımızda "köylü" bulunup da aşağılanan daha neler neler olduğunu basitçe görebiliriz. Hatta köylülüğün kendisi bile aşağılanmamış mıdır? Çetin Altan yazıyordu, Cumhuriyet'in ilk yıllarında Ankara'da, Kızılay Meydanının her tarafından görülebilecek büyüklükte bir "Köylü milletin efendisidir" pankartı asılmışken zabıtalar da yabancı devlet görevlilerine rezil olmayalım diye çıplak ayaklı köylüleri Kızılay civarından kovuyorlardı. Böylesi bir uygulama tohumunu nereden almışsa Bedri Rahmi'nin resimlerini köylü bulan zihniyet de oradan almıştır, bunu tahmin etmek zor değil.
Bedri Rahmi'nin bütün eserlerini okumuş değilim ama şiirlerindeki sıcaklığı, insanlığı hissetmemek elde mi?
Beğeni ve sevgi elbette farklı kavramlar ama bu ikisini ayırt etmeyi daha önce hiç aklıma getirmemiştim. Sevgi beğeniden daha bir "insanca", o kuşkusuz; böylelikle sevilmeyi beklemek insancıl bir duygudan başka nedir ki? Halbuki beğenilmeyi beklemek işin içine biraz "maddiyat" katıyor gibi. Adını Edebiyat Tarihine yazdırmış bir şahsın beğenilmeyi umursamaması da kendisinden beklenen bir şey olur zaten. Peki, beğenmeden sevebilir misin? Bence evet.
Bedri Rahmi'nin çok sevdiğim bir diğer şiiri Üç Dil'i de yayımlayacağım nasıl olsa, o zaman bir resmini de eklerim.
Sağlıkla kalınız.