Bu merhaba kelimesi Arapça “rahab” kökünden gelir. Geniş ve ferah olmak demektir, ferahlıkla, rahat… Nâzım da Merhaba Çocuklar şiirine böyle başlar: Nâzım, ne mutlu sana / Cân ü gönülden, / Ferah ve emin, / Merhaba, diyebildin. Şair hal böyleyken ferah ve emin kelimelerini tesadüfen kullanmamış olsa gerek.
***
Adama, "Merhaba" dedim, "aleyküm selam" diye yanıtladı beni. Üstelik bu ikincisiydi, aynısını geçen gün de yapmıştı. Yalnızca bu adam mı, yalnızca bana mı? Toplumda bu gibiler o kadar çoğaldı ki... Eskiden böyleleri ya hiç yoktu, ya yok denecek kadar azdı. Niçin böyle davrandıklarını sorsan verecekleri yanıt üç aşağı beş yukarı tahmin edilebilir. Ya dinimiz imanımız diye başlayacaklardır söze ya da geleneklerimiz kültürümüz cart curt. Sanırsın merhaba Japonca bir kelime.Halbuki ortada ne inanç var ne kültür. Samimi inançlıların başımızın üzerinde yeri var. Onlar zaten inançlarını başkalarının gözüne sokmak yerine gönüllerinde saklarlar. Fakat bir de sahte inançlılar var ki aslında inandıkları filan yok. Azıcık yakından bakın, derhal göreceksiniz. İnsanlar tanıyorum, cuma günleri camiye gidip cuma namazı kılıyorlar. Bir cumayı olsun kaçırdıkları yok. Gelgelelim beş vakit namaz kılmaları da gerekmez mi? Kılmıyorlar. Oysaki ikisini de emreden Allah aynı Allah. Hakiki bir dindarın, hangi dine inanıyor olursa olsun, dininin gereklerini bir bütün olarak yerine getirmesi beklenir. Onu yap, bunu yapma, kim ne düşünür bilmem de bana kalırsa hiç yapmaması daha iyi. Biraz abartıyor muyum? Bence hayır. Hiç namaz kılmayan biri yalnızca cuma namazı kılan birinden daha kıymetlidir benim gözümde. Öbürü hiç olmazsa tutarlı, bu düpedüz tutarsız. Kültüre gelirsen kültür de yok. Hadi her şeyi bir yana bırak, dilini kullanmayı bilmiyor. İnsanlara hayırlı cumalar, hayırlı kandiller mesajı gönderiyor iki satırlık, bakıyorsun on tane yazım yanlışı, anlatım bozukluğu.
Bir gün kırk yaşlarında biriyle inanç üzerine bir saate yakın tartışmıştım. Kendini tam bir inançlı hissediyordu. Ona kalırsa gerçek bir müslümandı. Sen hiç Kuran'ı baştan sona okudun mu, diye sormuştum en sonunda. Evet, deyip beni kandıramayacağını biliyordu. Çaresiz kalıp hayır, demişti. İnandığını söylediği, üstelik de herhangi bir yerden değil, doğrudan Allah'tan kendisine geldiğine inandığı 600 sayfalık kitabı kırk yıllık hayatında bir kez olsun okuma gereği duymamıştı.
İşte, sevgili arkadaşlarım, bu gibi insanlardır merhabanızı aleyküm selamla karşılayanlar. Ne kadar sığ, ne kadar kör olduklarından haberleri bile yok.
merhaba,
YanıtlaSileline sağlık.
Merhaba Goethe, teşekkür ederim.
Siltüm ahlaksızlıklarını din perdesi ile kapatacaklarını sanıyorlar, kimi kandırıyorlarsa ?
YanıtlaSilMerhaba Derin. Evet, işin bir de o yönü var ki bildiğin rezillik. Dinin arkasına saklan, her bir haltı ye.
SilYalın, açık, temiz bir merhaba' ya bile bu kadar kapalı olunuyorsa, artık sözel iletişim yolunun kapandığını düşünüyorum.
YanıtlaSilMerhaba Momentos. Böyle insanlarla zaten ne konuşulur ki? En basit konulu bir tartışmayı bile kotarabildikleri yok. Çünkü konuşmak için önce düşünmek gerekir. E, o da yoksa ne etsin garibim.
SilMerhaba Harun,
YanıtlaSilCok net yazmissin.
Karl Marx ne demis, "dinler toplumlarin afyonudur".
Sevgiler,
J
Merhaba Jardzy. Nasıl gidiyor hayat?
SilSevgiler...
Merhaba kelimesini bir de Halikarnas Balıkçısı'ndan duymak, okumak lazım. O da çok severdi bu kelimeyi.
YanıtlaSilŞu bahsettiğiniz insanların tek yaptığı gösteriş. -Mış gibi yapmak ya da yaşamak hatta yaptıkları. Bazen çok sinirleniyorum.
Ben de Balıkçı gibi en sonda Merhaba ile bitireyim. :)
Merhaba. :)
Merhaba Elif. Evet, Halikarnas'a, yani Bodrum'a girenleri de "Merhaba" diye selamlıyor.
SilGösterişle birlikte çok derin psikolojik meselelerin de olduğunu düşünüyorum.
Selamlar...