Naçizane, benden de aforizma türü şeyler çıkıyor arada. Bir parıltı var anlayacağınız. Geçenlerde, Ege'ye dönünce bir süredir beni görmemiş olan yakınlarım imajımı değiştirmiş olmama çok hayıflandılar. Bilhassa Bodrum'daki akraba ve arkadaşlar, o güzelim bıyığıma nasıl kıymış olduğumu, üzülerek sordular birkaç kez. Sorun değil tabii. Kökü her nasılsa bende. Konu da bu zaten. Kökler.
Bodrum'dan Muğla'ya geçtim, burda da her gören sordu, hayıflandı. Ya da öyle olmaya çalıştı. Her neyse. Bir arkadaşım da bu minval üzere üzüntüsünü dile getirirken nasıl olduysa dilimden şu vecizeler dökülüverdi: Esas olan köklerdir. Kökler sağlam olduktan sonra gerisinin hiç önemi yok. Gider, gelir. Sen, her daim kökleri tutmaya bak.
Söz arası, yüzüm öyle verimli, öyle bitek ki... Tohum atsanız hasat kaldırırsınız, o derece. Şimdiye kadar hangi berberin koltuğuna oturdumsa benim sakalım gibisini daha önce görmediğini söyledi. İstisnasız her berberden duydum bunu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuzda bir web sayfasına bağlantı vermek istiyorsanız buraya bakabilirsiniz.
Yorumlarla ilgili notlar için buradaki sayfanın sonuna bakabilirsiniz.