"Günün birinde birisi onun öyküsünü yazmayı aklına koyacak olursa, Maria bir peri masalı gibi başlamasını isteyecekti ondan: Bir varmış bir yokmuş..."
Paulo Coelho da Bir varmış bir yokmuş diyerek, bir peri masalı gibi başlıyor On Bir Dakika'ya. Coelho'nun bu kitabını, birkaç yıl önce yayınlandığında okumak istemiştim aslında. Ama kısmet bugüneymiş.
Coelho, modern bir perinin masalını anlatmaya çalışmış gibi geldi bana. Maria, Brezilyalı çoğu genç kız gibi birtakım hayallere sahiptir. Birgün bu hayallerini gerçekleştirmesini sağlayacak bir şans çalar kapısını. Biriktirdiği parayla, ilk defa yaşadığı şehirin dışına çıkarak Rio de Janeiro'ya gider ve burada İsviçreli bir adamla karşılaşır. Adam kendisiyle beraber İsviçre'ye gelip gece kulübünde çalışmasını teklif eder. Maria hayatının fırsatını yakaladığını düşünür ve teklifi kabul eder. İşte bundan sonrası, onun gerçek masalının başladığı andır.
Coelho dünyanın en eski mesleğine ilk kez eğiliyor. Ama bunu son derece profesyonelce ve tabii ki bir romancı titizliğiyle yapıyor. Meseleyi, sosyal, kültürel vb. açılardan ele alıyor. Bununla beraber günümüz Avrupasının çok önemli bir sorununu, bence oldukça başarılı bir biçimde gözler önüne seriyor.
Kesinlikle okumanızı tavsiye ediyorum. Zaten çok uzun değil, bir-iki okumluk.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuzda bir web sayfasına bağlantı vermek istiyorsanız buraya bakabilirsiniz.
Yorumlarla ilgili notlar için buradaki sayfanın sonuna bakabilirsiniz.