Bir haftadır Bodrum'dayım. Buraya gelirken yolda, Güvercinlik yakınlarında kocaman reklam panolarının devrilmiş olduğunu görünce, yaklaşık on gün önce Bodrum'u ziyaret eden lodos hemen kendini ele veriyordu. Anlaşılan fena esip ortalığı darmadağın etmişti. Neyse ki sonraki birkaç gün hava iyiydi de Bodrum'un biraz keyfini çıkarma şansımız oldu. Bundan önceki uğrayışımda, yani Kurban Bayramında hava hep kapalıydı. O yüzden Bodrum bir tarafa, bayramdan bile tat alamamıştık. Yanıma tek kâr kalan, bir mandalina bahçesine dalıp o günkü öğle yemeği olarak mideye epey mandalina indirmek olmuştu.
Bugün yine esiyor. Ara ara öyle bir üfürüyor ki... Dün ve önceki gün de azıcık yağmur düştü. Ama üç-dört gün öncesi çok güzeldi. Yaz havasından hiçbir farkı yoktu. Ciddiyim. Denize bile girilebilirdi. (Aslında düşünmedim değil.)
Bu arada bir taraftan da bahar yaşanıyor Bodrum'da. Kimileri yalancı bahar diyor ama aldanmayın onlara, yalancı falan değil, basbayağı bahar işte. Erken bahar dersek daha bir oturur. Çiçekli kırlar insanın içini açıyor. Hele Yunan adalarından bu tarafa savrulan hafif esinti yüzünüze usulca dokunuyorsa. Şubata da girdik zaten, şunun şurasında bahara ne kaldı ki. Bir çocuk sabırsızlığıyla baharı bekliyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuzda bir web sayfasına bağlantı vermek istiyorsanız buraya bakabilirsiniz.
Yorumlarla ilgili notlar için buradaki sayfanın sonuna bakabilirsiniz.