Sosyalist bir adam bir kafeterya işletiyormuş. Birgün oturup düşünmüş, mekana biraz hava katsın diye bir papağan almaya karar vermiş. Birkaç gün sonra gidip evcil hayvan pazarından yavru bir papağan almış.
Kafenin sahibi sosyalist olunca haliyle müşterileri de çoğunlukla sosyalist gençlerden ibaretmiş. Papağan da böyle bir ortamda her geçen gün farklı sosyal sloganlar duyarak yetişiyormuş. Zamanla da birçok slogan öğrenmiş. Bu sloganları atınca gençlerden çekirdekti, çerezdi çeşitli ödüller alınca da koyu bir sosyalist olup çıkmış.
Gel zaman git zaman kafeteryanın sahibi borca girmiş, iflas etmiş, mekanı papağan da dahil olmak üzere içindeki eşyayla beraber satmak zorunda kalmış. Kafeyi alan adam faşist biriymiş. Hal böyle olunca kısa süre içinde mekanın müşteri profili de değişmiş. Artık faşist gençler takılıyormuş buraya.
Günlerden birgün kafede faşist gençlerin bir toplantısı varmış, bu yüzden mekan biraz kalabalıkmış. Böyle olduğunu gören papağanın aklına eski günleri gelmiş ve iç çekerek Devrim ilerii! diye bağırmış, ardından birkaç sosyal slogan daha patlatmış. Bunu duyan faşist gençler bir an afallamışlar. Sonra tutup papağanı kafesten dışarı çıkarmışlar. Sen misin bu sosyalist sloganlarını atan. Aralarına alıp vur Allah vur, bir güzel haşat etmişler. Yetmemiş, tüylerini yolmuşlar, üstüne bir de sıcak suya batırıp çıkarmışlar. Bu da yetmemiş mutfağa götürüp hortumdan tazyikli suyla işkence etmişler. En sonunda kafenin sahibi papağancağızı alıp arka bahçede bulunan kümesteki tavukların arasına atmış.
Papağanı bu halde gören tavukları tutmuş bir kahkaha. Bu duruma sinirlenen papağan: "Ne gülüyonuz lan," demiş, "biz sizin gibi adi suçlu değiliz, siyasi tutuklu olarak düştük buraya."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuzda bir web sayfasına bağlantı vermek istiyorsanız buraya bakabilirsiniz.
Yorumlarla ilgili notlar için buradaki sayfanın sonuna bakabilirsiniz.