Tanımadığım bir bahçeden bir nar çaldım. Heybeme koydum narımı. Köye dönüyordum. Yolda kızlı erkekli çocuklarla karşılaştım. "Nar sever misiniz?" diye sordum. "Severiz," dedi en küçükleri, altı yaşında var yoktu. "O halde, bende bir nar var, size paylaştırayım," dedim.
Çocuklardan birine narın kırmızısını verdim, bir diğerine suyunu. Ötekine tanelerini verdim narın, berikine çekirdeklerini. Birine kabuğunu, bir başkasına çatlağını verdim. Gerçi, narın ekşisi tatlısı olmaz, diyenler olmuş ama ben gene de inat edip birine ekşisini verdim, öbür birine tatlısını.
Minnet dolu bakışlarla baktılar bana bir süre. İçlerinden biri sıcak bir sesle teşekkür etti. Nereye gittiklerini sordum, "Göle," dediler ve yokuş aşağı inip gittiler. Bu soğuk güz günü gölde ne yapacaklarını merak ederek yoluma devam ettim ben de.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuzda bir web sayfasına bağlantı vermek istiyorsanız buraya bakabilirsiniz.
Yorumlarla ilgili notlar için buradaki sayfanın sonuna bakabilirsiniz.