Eski işyerimden bir arkadaşı, işin oradaki ayağını yürütmek üzere İstanbul'dan İzmir'e göndermişler. Bu da toparlanmaya fırsat bulamadan, eşyalarımı arkamdan gönderin gelsin, diyerek alelacele gitmiş. Eşyalarını toplamışlar, üç koli tutmuş. Bir de sazı vardı arkadaşın, kolilerle sazı alıp kargo şubesine götürmüşler. Görevli tartmış, ölçüp biçmiş, 400 lira tutuyor ama siz 250 verin, demiş. Niye ki, diye soracak olmuşlar, adam da sürdürmüş: Saz büyük ihtimalle yolda kırılacak, o yüzden.
Sonra ne olmuş dersiniz? Saz sahiden de kırılmış. Üstelik de on gün sonra arkadaşı geri çağırmışlar, bütün o eşyalarla birlikte ama bu sefer sazsız dönüp gelmiş. Gülünecek şey değil ama duyunca bir gülmedir aldı beni. Şimdi yazarken de gülüyorum. Ve bu meselede beni böyle güldüren nedir, hâlâ çıkarabilmiş değilim.