Tam öğleyin: saate vurursak, hergün başka bir andır bu, dallar yapraklar arasına saklanmış serçelere birbirinden ilginç türküler söyleten allar yeşiller renk olmaktan çıkıverir birden. Tepeler, bayırlar, duvarlar, evler ağırlığını yitirir, maddenin içi çekilir. Kızgın güneşli fundaları bırakıp toprağın oyuklarına kaçar ağustosböcekleri. Söğütler kıpırdamaz, otlar sallanmaz; oynak dikenler göğe yapışır sanki. Bahçe kapısının yanındaki tahtakova çatlar. Demin bağırıp çağıran çocuklar susuverir. Sarı-kuru çayırda taze-diri ot aramak için upuzun boynuyla başını çite gömmüş olan at, sağa sola dökülen kabarık yelesiyle tam kişneyecekken ağzını açamaz. Birtürlü yerden kalkamaz yol kenarındaki karga. Kıyıda kum çeken hantal mavna sulara gömülüverir çıt çıkarmadan. İnsanı hayvanı, ağacı toprağıyla olgun bir meyve gibi kıvamını bulur evren. Uçsuz bucaksız bir kilit kitlenir evrence. Yeri göğü kuşatan bir ip düğümlenir. Herşey nicedir özleyip aradığı orta'ya erişir. Durmadan artan bir acı diner. Varlığın çarkı durur. Tüm evren yepyeni bir anlam atılışıyla tam orta yerinden korkunç (ama korkunç) bir sessizlikle ikiye bölünür, – bölünür bölünmez de birleşir.
Beklenen gerçekleşmiş, büyük bir gizem özünün tadına ermiş, evren istediği aşamaya bugün de varmıştır.
Bu evrensel devrimin hemen ardından, sanki hiçbirşey olmamış gibi kaldığı yerden dönmeye başlar varlık: Eskisi gibi renklenir birden heryan. Taş ağır, ev görkemlidir yine. Ağustosböceklerinin bitmez türküleri hiç kesilmemiş gibi sürüp gider. Rüzgâr dirilik katar değdiği yere. Saklambaç oynayan bir çocuk sesi "oldu" diye yankı yankı yankılanır. Birara canını yitirir gibi olan at, özgür özgür kişner. Bir kanat havalanırken çirkin bir karga sesi kulakları tırmalar. Yeniden su yüzüne çıkan kum mavnasının gıcırtıları duyulmaya başlar. Canlısı cansızıyla evreni kendi üstüne kapayan kilit yeniden açılır. Sonsuz büyüklükte bir meyve, binbir sıkıntıyla, yavaş yavaş yeniden olmaya yönelir.
Ne yazık ki, yaşıyorum diyenlerden pekçoğumuzun haberi bile olmadan nice öğleler gelip geçer.
Nermi Uygur, Yaşama Felsefesi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuzda bir web sayfasına bağlantı vermek istiyorsanız buraya bakabilirsiniz.
Yorumlarla ilgili notlar için buradaki sayfanın sonuna bakabilirsiniz.