Yıl 1983. "Ovasına bahar gelmiş memleketimin". Sabahın mutlak gücü gecenin karanlığıyla amansız bir çatışma içinde. İki odalı, toprak damlı, dikdörtgen biçimli evin soldaki penceresinden loş bir ışık hafifçe dışarı taşıyor. Odada ufak bir telaş var. Köşede, biri beş, diğeri iki yaşlarında iki küçücük kız, yere yan yana serilmiş kendileri kadar küçük yataklarında hiçbir şeyden habersiz derin bir uykudalar.
Baba bu geceyi diğer odada yalnız geçiriyor. Yatağında. Uyanık. Kim bilir aklından neler geçiyor? Diğer odadan gelen sesleri işitiyor. Arada kapı açılıp kapanıyor.
Anne kızıl saçlı, zayıf bir kadın. 28'inde. Yatağında acılar içinde. Etrafında birkaç komşu kadın. Biri oturmuş baş ucunda, diğerleri Fatma Ebe'nin talimatlarını yerine getirmekle meşgul. Fatma Ebe. Mahallenin yaşlı kadını. Ekibin başında o var. Harıl harıl didiniyorlar. Bu ufacık odada olup bitenlerden başkaca kimsenin haberi yok. Herkes uykusunda, biraz sonra teker teker bitiverecek rüyaların son demleri yaşanıyor. Gece, güneşi hapsettiği yerde daha fazla tutamayacak gibi. Hani taş çatlasa bir-iki saat. Bir horoz sabırsızlanıyor ve Günün bu mücadeleyi kazanacağından emin, Romalı bir lejyoner edasıyla peşinen zafer ilan ediyor. Sesi kümesin taş duvarlarını delip geçiyor.
Kadının sancıları git gide artıyor. Ama az sonra biraz rahatlar gibi oluyor. Sancıları hafifliyor. Gözünü ampulun cılız ışığına dikiyor. Herkes susup ona bakıyor. Kulaklar tetikte, Fatma Ananın söyleyeceği en ufak bir sözde. Suskunluk uzun sürmüyor, sancılar tekrar artıyor. Fatma Ana davranıyor. Komşu kadın Hediye elini kavrıyor kadının. Neden sonra bir cıyaklama horozun fondaki sesine karışıyor ve ortalık birden hareketleniyor. Bir çocuk "Merhaba" diyor dünyaya. Yeryüzünün dört buçuk milyarlık nüfusuna bir kişi daha katılıyor.
hoşgeldi dünyaya sefa getirdi.
YanıtlaSilkimbilir neler görecek daha.ilgin için çok teşekkür ederim.bir elin nesi var,iki elin sesi var.
umarım bu duyarlılıkla birkaç insanı kendimize çekebiliriz.