Köye büsbütün yabancı bir çocuktu.
Altı yaşında var yoktu.
Şehirli bir ana-babanın oğluydu.
Gel dedim, sana ok yapacağım.
— Ok mu!?
— Evet. Bir ok, bir de yay.
— !!!
(Yüzünün büründüğü şaşkınlığı görmeliydiniz. İnsan nasıl ok "yapardı" ki? Elbette ok da, yay da diğer her şey gibi satın "alınabilirdi". Hafta sonları! AVM'ler! Tapınaklarımız. Ne güne duruyorlardı? Dilediğimiz zaman ok, dilediğimiz zaman yay alabilmemiz için. Ama bir insan bir oku nasıl yapabilirdi?)
Yanıma Yakup'u çağırdım.
— Şu ağaçtan uygun bir dal keselim.
— Şu olur mu?
— Olur olur, çok güzel.
Bir sıçrayışta ağaca fırladı, dalı koparıp getirdi.
(Çocuk buna da şaşırdı. Şehirde bunların yapılış tarzı bambaşkadır. Diyelim ağaca tırmanmak istiyorsun, ya da kumda kürekle oynamak istiyorsun, ya da yüzünü gözünü çamurlara bulamak istiyorsun, bunun için mabede gitmen gerek. AVM'ler hep bunun için var. Sen yaptıkça sevap kazanırsın, AVM tanrıları para basar.)
Bıçağımı çıkardım cebimden. Dalı kesip biçtim. Yaş. Kendiliğinden eğiliyor. İp lazım şimdi.
— Koş, evden ip iste, bana ok-yay yapacağız, de.
Gitti, elinde kısacık bir örgü ipiyle deri döndü. İş başa düştü.
— Yakup, bir koşu bir ip ayarla gel.
Yakup ipi getirdi. Dalı kavsadım. İki ucuna bağladım ipi gergince. Yay tamam, şimdi sıra okta. O kolay.
— Baştan söyleyeyim, okunu çocukların gözüne ve hayvanlara doğru atmayacaksın.
— Tamam.
(Olabildiğince ciddiydi. Sözümü dinleyecekti.)
Üç tane ok yaptım. Uçlarını sivriltmedim. Yayıyla oklarını verdim eline. Yakup nasıl atacağını göstermeye yeltendi, bir göz işaretiyle engel oldum. Kendi öğrensin. Yayı çocuğun boynundan geçirdi Yakup.
(Evin az ötesindeki bahçeydi burası. Kadınlar evin önündeki gölgeliğe yayılmış sohbet ediyorlardı. Şehirli kadına köy yaşamı üzerine akıllarına geleni anlatıp duruyorlardı buralı olanlar. Çocuk okuyla yayını alıp eve yöneldi heyecanla. Annesine göstermek istiyordu.)
Tam da tahmin ettiğim gibiydi. Hemen annesine fırlayacağını biliyordum. Şehirli bir çocuk olduğunu buradan da açığa vuruyordu işte. Köylü olsaydı ilkin bir ok fırlatmayı denerdi. Yakup'a söyledim bunları, bir şey demeden yüzüme baktı.
Oysaki ben kaç çocuğa ok yapmıştım o güne kadar.
Cok fena.
YanıtlaSilDogadan koptuk.
Maalesef.
SilKöyde ağaçtan düdük de yaptım ok da yay da. Şanslı bir çocuktum. Şimdikiler hayal etmekten aciz büyüyor çünkü oyuncak uçakları bile var. Sanırım bu yüzden üretemiyorlar. Fikir bile üretemiyorlar.
YanıtlaSilSen epey şanslıymışsın Fikriye. Düdük yapmak herkesin harcı değil. :)
SilHer şey bir yana, şimdikilerin üretmeye zamanları yok. Yazık.