Kimse bilmiyor
Güvercinlerin ne istediğini kimse bilmiyor. Kedilerin nerede olduğunu da kimse bilmiyor. Şarkıyı söyleyenin kim olduğunu kimse bilmiyor. Şarkının sözlerinin nece olduğunu kimse bilmiyor. Kadının elleri neden ıslak, kimse bilmiyor. Yaz geldi, demiş biri, kimmiş, kimse bilmiyor. Adamın elleri titriyor. Harfler birbirine karışıyor. Yanlış kelimeler çıkıyor ortaya. Yanılmış insanlar uçuşuyor havada. Yere düşenler oluyor arada. Gemilere binenlerin nereye gittiğini kendileri bile bilmiyor. Kimileri kalkıp uzak yerlere gidiyor. Kimileri uzak yerlerden kalkıp geliyor. Kimin neden gittiği, kiminse neden geldiği kimseyi ilgilendirmiyor, ilgilendirmeyince kimsenin bilmesi gerekmiyor, bilmesi gerekmeyince de kimse bilmiyor. O uzak yerler, o uzak yerlerde yaşayanlar için uzak yerler değiller. Kadınlar çalışıyor. Kadınlar eziliyor. Neden beklediklerini kimse bilmese de çoğu kitap okunmayı bekliyor. Çoğu insan kitap okumayı bilmiyor oysa. Şöyle ya da böyle, çorba pişiyor. Çorbanın dibi bazen tencereyi tutuyor. Tencere yuvarlanıp kapağını buluyor. Bazı müzikler insanın ruhunu okşuyor, kim besteliyor o müzikleri, kimse bilmiyor. Bazan ruh bedenden dışarı taşıyor. Mavi boya bulamayınca Picasso kırmızı kullanıyor. İçim daralıyor. İçim dışım bir oluyor. Neden? Kimse bilmiyor.
Çok güzel, etkileyici :))
YanıtlaSilTeşekkürler Şenay.
SilBazen sormamak lazım, öyle işte.
YanıtlaSilHaklısın Sezen. Selamlar...
Sil