28 Haziran 2015

Ülkenin sanal gündemi

Kelimelik diye bir oyun var. Birkaç aydır severek oynuyorum. Zaten başka da bilgisayar oyunu ne bilir ne oynarım. 

Bilen biliyordur zaten, bilmeyenler için kısaca anlatayım. İki kişilik bir oyun. Üzerinde harf taşıyan belli sayıda taş var. Rakiplerin elinde yedişer taş bulunur. Bunları kullanarak kelime üretmeye çalışır, ona göre de puan toplarlar. Taşlar bittiğinde en çok puanı toplamış olan oyuncu kazanır. Dilediğiniz bir arkadaşınızı, adını yazarak oynamaya davet edebileceğiniz gibi, rastgele seçeneğini tıklayarak sistemdeki herhangi bir oyuncuyla da oynayabilirsiniz. Zaten çoğu kişi de bu şekilde eşleşip oynar.


Oyunda teslim olma seçeneği de var. Oyuncu dilerse oyunun herhangi bir anında teslim olabilir, böylece puanı kaç olursa olsun yenilmiş sayılır. Oynamaya başlayalı bir ay kadar olmuştu. Bir gün birinin oyun başlar başlamaz, hiç oynamadan teslim olup oyunu terk ettiğini görmüştüm de bir anlam verememiştim. Birkaç gün sonra gene aynısı oldu. Birkaç gün sonra gene... Nedir, ne değildir diye biraz düşündüm ve anladım meseleyi. Meğer memleket erkeği buraya da el atmış, sabah akşam demeden kız tavlama peşinde. Oyuna giriyor, bakıyor ki kız değil erkeksin, teslim olup çıkıyor. Oyun oynamak, kazanmak, eğlenmek gibi bir dertleri yok haliyle. Ben şahsen bugüne kadar 413 oyun kazanmışsam bunların elli kadarını bu şekilde kazanmışımdır. 

Dün gene aynı şey oldu. Oyunun açılmasıyla vatandaşın teslim olup çıkması bir oldu. Tekrar oyuncu çağırdım, baktım gene aynı kişi geldi ve gene aynı şeyi yaptı. Yirmi saniye içinde aynı kişiyle iki kez karşılaştım, her ikisinde de bırakıp kaçtı. Bugün bir kez daha çıktı karşıma, fakat baktım isim değiştirmiş. İsminin yanına da bir gülücük işareti koymuş sırıtıyor. 

Malımı tanıyorum ya, biraz kafa bulayım dedim ve aramızda şöyle bir diyalog geçti, noktasına virgülüne dokunmadan yazıyorum, maviler benim, siyahlar o:

— kardeş, bedavadan 40 oyun kazanmak ister misin?
— nasıl
— ikimiz de kazanacağız, 40'ar oyun. şimdi aynı anda birbirimizle 10 oyun açıyoruz, sonra üç kere daha yapıyoruz aynısını
— puan olarak getirisi varmı
— ben bilgisayar programcısıyım, bu kelimelik'in açığını yakaladım
— yada yazışmaya yardımı oluyomu
— tabii ki var, her oyundan standart 50 puan. var mısın? yalan söylemiyorum bak.
— pek gerçekçi gelmiyo
— sen bilirsin
— çünkü teslim olanlardan puan alınmıyo
— bak mesela, hemen bilgilerine girdim ve senin yakın zamanda isim değiştirdiğini gördüm. sana açığını yakaladım diyorum, sen teslim diyorsun.
— önceki ismimi söyle bakalım
— o kadarını görmek için yarım saat kadar uğraşmam lazım
— daha önce karşılaşmış ve teslim olmuş olabilirim buda bir ihtimal
— yok, seni hiç görmedim. 
tamam, anlaşılan sen yoksun, ben başkasına bakacağım, haydi selametle.
— eyvallah saol

Dikkat ettiyseniz, "Yazışmaya yardımı oluyor mu" diye soruyor. Çünkü bu oyunda birilerine mesaj gönderebilmek için belli bir puan seviyesine gelmiş olmanız gerekiyor. Adam kadın kullanıcılara mesaj gönderecek, o yüzden "getiri" peşinde.

Beş dakika kadar bekledim, baktım ki bu henüz teslim olup gitmemiş. İlk sıra da onda, onun başlatması gerekiyor. Eğer oynamazsa oyun bir saat sonra iptal olacak. Ben de bunun damarına basmaya karar verdim. Elbette hangi damara basacağımı çok iyi biliyordum. Şunları yazdım:

e oyna o zaman, niye oynamıyorsun?
anlaşılan sen buralarda karı kız peşindesin.
yalnız sana bir şey söyleyeyim birader, karı kız peşinde koşuyorsun da, acaba sen erkek misin, bir düşün bakalım.
hele bir oyna da, erkekliğini bir de oyunda görelim bakalım.
sana meydan okuyorum lan, kaçma fare gibi
ben sazcıyım, sazıma tel yapacağım seni
heyy, ERKEK, seni bekliyorum
işte, iki dakikada senin erkekliğinin boyunu ölçüp koydum önüne. bu kadar.
-
Görüldüğü gibi 2516 oyun kazanmış ama bu sayı 
oynadıklarının %15'ine tekabül ediyor. Yani hafız
on altı binden fazla oyun "oynamış".
Bu yazdıklarıma hiç cevap vermedi. Ama bu son cümlemle birlikte bir ses geldi. Rakibin hamle yaptığının sesiydi bu. Bastığım damar böyle ses getirmişti işte. Epey de şanslıydı ama şansı ona yetmedi. Meydan okuduğum üzere ben kazandım. :) 

Bu sanal âlemin icadı bir yandan iyi oldu aslında, sokaklarda gerçekten kadınları rahatsız edeceklerine hiç olmazsa internette etmiş olurlar, haksız mıyım? Demem o ki, sanal âlem böylelerinin biraz gazını alıyor. Bu bakımdan da faydalı oluyor. Ama başka bir açıdan da bakılabilir elbette, internet üzerinden de olsa kim rahatsız edilmek ister? 

Aziz Nesin bu internet devrinde yaşayacaktı... Neler yazardı neler...

4 yorum:

  1. Sokakta ya da net üzerinden haliyle hiç hoşlanmıyorum bu durumlardan. Bazı siteleri kullanmaya çekinir olduk bu yüzden.
    Eheh, kim bilir belki bir gün karşılaşırız Harun Efendi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seninle oynamaktan memnuniyet duyarım Şenay. Yalnız peşinen söyleyeyim, iyi oynarım. :)

      Sil
    2. Evet evet, ondan emin gibiyim zaten :)

      Sil

Yorumunuzda bir web sayfasına bağlantı vermek istiyorsanız buraya bakabilirsiniz.

Yorumlarla ilgili notlar için buradaki sayfanın sonuna bakabilirsiniz.

Sayfa başına git