Su öyle soğuktu ki, suya çarpınca ayıldı, onu bulup kurtarmalarını istiyordu. Chuck ile Ned'in gelip kendisini kurtarmalarını istiyordu. Boynuna geçirilmiş halatı çekiştirdi, halat kolaylıkla çözülüverdi, ama giysileri üstündeydi, ağırlıklarıyla onu aşağı çekiyorlardı, can yeleği de yoktu. Kendine acıdı birden. Açık deniz müthiş bir görüntü oluşturuyordu. Her yerde kocaman dalgalar yükseliyor, en tepeye varınca çalkalana çalkalana yok oluyorlardı. Bunun yalnızca su olduğuna inanmak imkânsızdı, altındaki suyun derinliği de inanılmazdı. Ona sonsuz gibi gelen bir süre boyunca çırpınıp durdu, yorulup uyuşmaya ve su yutmaya başlayıncaya kadar belki de bir on dakika geçti. Roy'u düşündü, onun böyle bir dehşeti yaşayacak fırsatı olmamış, aniden ölmüştü. İstemeden yuttuğu suları kusuyor, tekrar su yutuyordu, aldığı her nefes son nefesi gibiydi; soğuk, katı ve gereksiz. Roy onu seviyordu, bu ona yetmeliydi. Ama hiçbir şeyi zamanında anlamamıştı.David Vann, Bir İntihar Efsanesi.
23 Haziran 2016
Ama hiçbir şeyi zamanında anlamamıştı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilEvet. Ama bazen de hiçbir şeyi zamanında anlamıyorsun.
Sil