5 Haziran 2018

Denizini Özleyen Martı

Dün gece şöyle bir rüya gördüm: Tramvaya biniyorum. Vagon küçük, bir tek boş koltuk var, geçip ona oturuyorum. Altmış yaşlarında bir adamla yüz yüze geliyorum, önümdeki koltukta oturuyor. "Çantanız çok güzel," diyor. Gözüm çantama ilişiyor, güzel olup olmadığı konusunda bir fikrim olmadığını anlıyorum. Teşekkür ediyorum. Adamın söze girmek için çantayı kullandığını anlıyorum. Bir-iki laf daha ettikten sonra, "Size bir teklifim var," diyor. "Buyurun," diye yol açıyorum kendisine. "Bu geceden başlayarak göreceğiniz bütün rüyaların gerçekleşmesini ister misiniz?" Bunu söylerken gözlerinin içi gururla gülüyor, karşısındakine reddedilemeyecek bir hazine vaat eden birinin tavrı var üstünde. Kararsız bir kuşkuculukla, "Kötü rüyalar görme olasılığını ne yapacağız peki?" diye sorup sürdürüyorum: "Rüyamda beni kaplanların parçaladığını düşünsenize." Ciddileşiyor: "Hayır hayır," diyor, "o kadar uzun boylu değil." Gülüyor sonra, "Meraklanmayın, size bir şey olmayacak," diyor. Camdan dışarı bakarak az düşünüyorum bu tuhaf adamın teklifini. Sonra ona dönüyorum: "Kabul. Ucunda ölüm yok madem..."

4 yorum:

  1. Yanıtlar
    1. Bilmiyorum ne yazık ki. Devamını görmeyi umuyorum. :)

      Sil
  2. Ben biliyorum sonrasini ama soyleyemem. Ruyandan once ne oldu hayatinda?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaten başkasının rüyası söylenmemelidir, büyüklerimiz hep böyle öğrettiler bize. :)
      Sevgiler Bayan Jardzy.

      Sil

Yorumunuzda bir web sayfasına bağlantı vermek istiyorsanız buraya bakabilirsiniz.

Yorumlarla ilgili notlar için buradaki sayfanın sonuna bakabilirsiniz.

Sayfa başına git