Çarşıda pazarda insan beğenmez
Medrese kaçkını softa bozgunu
Selam vermeğe dervişan beğenmez
Âlemi ta’n eder yanına varsan
Seni yanıltır bir mesele sorsan
Bir çim bile çıkmaz karnını yarsan
Camiye gelir de erkân beğenmez
Elin kapusunda kul kardaş olan
Burnu sümüklü gözü yaş olan
Bayramdan bayrama bir tıraş olan
Berber dükkânında oğlan beğenmez
Dağda bayırda gezen bir yörük
Kimi tımarlı sipahi kimi bir bölük
Bir elife dili dönmeyen hödük
Şehristana gelir ezan beğenmez
Bir çubuğu vardır gayet küçücek
Zu'mü fa'sidince keyf getirecek
Kırık çanağı yok ayran içecek
Kahveye gelir de fincan beğenmez
Yaz olunca yayla yayla göçenler
Topuz korkusundan şardan kaçanlar
Meşe yaprağını kıyıp içenler
Rumeli yenicesi duhan beğenmez
Aslında neslinde giymemiş hare
İş gelmez elinden gitmez bir kâre
Sandığı gömleksiz duran mekkare
Bedestene gelir de kaftan beğenmez
Kazak Abdal söyler bu türlü sözü
Yoğurt ayran ile hallolmuş özü
Köyden şehre gelse bir Türk'ün kızı
İnci yakut ister mercan beğenmez
Kazak Abdal
Bu şiiri çok severim. Sevmemek mümkün mü? Dün memleketin gündemine bakınca gene aklıma geldi ve açıp bir kez daha okudum. Okurken işkillendim, "Kazak Abdal hâlâ yaşıyor olmasın?" diye sordum kendime. Çünkü şiiri günümüz insanına bakıp da yazmış gibi. Size de öyle gelmiyor mu?