"İstediğimiz kadar yüksek duvarlara çıkalım, yine kendi bacaklarımızla yürüyeceğiz; dünyanın en yüksek tahtına da çıksak, yine kendi kıçımızla oturacağız."Montaigne
Nosce te ipsum: kendini bil.
"İstediğimiz kadar yüksek duvarlara çıkalım, yine kendi bacaklarımızla yürüyeceğiz; dünyanın en yüksek tahtına da çıksak, yine kendi kıçımızla oturacağız."Montaigne
Faulkner, Hemingway, Malraux, Dos Passos, Camus, Sartre [...] Birçok kez onlardan birine yazıp (hepsi de hayattaydı hala) nasıl yazar olunur diye sormak geçti içimden. Ama bazen utangaçlıktan, bazen de bozum olurum korkusuyla bir türlü cesaret edemedim. Kimsenin yanıt vermeye gönül indirmeyeceğini bile bile neden yazacaktım ki? Edebiyatın birçokları için pek bir anlam taşımadığı, varlığını handiyse bir yeraltı etkinliği gibi toplumun uç boylarında sürdürdüğü ülkelerde böylesi duygulara kapılmak çoğu kez genç insanların heveslerini kursaklarında bırakır.Mario Vargas Llosa, Genç Bir Romancıya Mektuplar.
A Jewish folk tale relates the story of a mute child who had never said a word despite all the efforts of the doctors. Then one day, at the ripe age of ten, he dropped his spoon and cried out, "The soup is too salty!" His parents asked him in amazement why he had kept silent for years, and the child replied, "Until now, everything was all right".