Kargaların Yaşamı
Bir karga tam beş bin yıl yaşar.
Biz insanlara ve öbür hayvanlara benzemez kargaların yaşamı. Her bir insan ya da her bir at örneğin, doğar yaşar ve ölür; her bir bireyin yaşamı kendine aittir. Bir insan, bir kedi, bir koyun... belli bir süre yaşar ve dünyayı gerisinde bırakıp gider. Ama karga öyle mi?
Gözünü dünyaya açan her karga, yaşamakta olan bir karganın yaşantısını devralır. Böylelikle o yaşantı tam beş bin yıl sürer.
Peki, karga ne yer? Elbette insanların kederini, tasasını yer. Seksen-doksan yıl yaşayabilen insanlar bu dünyadan göçecekleri zaman kargaların gözünün içine bakarlar. Onlar kadar uzun bir yaşama sahip olabilmiş olmayı isterler. İçerlerler. Üzülürler içten içe. Ama yapılacak bir şey yoktur. Ve işte kargalar da o anda boş durmazlar, o insanların derdini, tasasını, kederini, hüznünü, üzüntüsünü yerler. Hayır hayır, insanları düşündüklerinden değil, yaşamlarını sürdürebilmek kaygısıyla yaparlar bunu. Bin yıl sonra, iki bin yıl sonra gelecek, gelip o yaşantıyı devralacak olan öteki kargaları düşünerek yaparlar bunu. Çünkü yaşamın devamı için beslenme şarttır, bizim için de böyledir bu, kargalar için de.
Peki, ya biz insanlar? Biz ne yeriz?
Bir blog yazısına yaptığım yorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuzda bir web sayfasına bağlantı vermek istiyorsanız buraya bakabilirsiniz.
Yorumlarla ilgili notlar için buradaki sayfanın sonuna bakabilirsiniz.