24 Mayıs 2012

Pamuk: Bir Küreselleşme Deneyimi

Bu hikâye çok eski çağlarda başlar. 
Yoldan geçen biri, dallarının ucunda beyaz yumaklar olan bir ağaççık fark eder. Elini uzattığını tahmin edebiliriz. İnsan türü pamuğun yumuşaklığıyla tanışır böylece.

Metis Yayınları'nı çok severim. Her isteyenin at koşturduğu ülkemizin yayıncılık meydanında adı sanı belli olan, ne yapıp ettiğini bildiğim birkaç yayınevinden biri. Çeviri bir kitaba elimi attığım zaman, acaba kim çevirmiş, adam gibi çevirmiş mi, hırsızlık yapmış mı, dahası, çevirmen bir insan mı (öyle ya, daha önceki bir çeviriyi alıp bir iki değişiklik yaparak üzerine hayali bir isim yazıp piyasaya sürenler de var), işinin ehli mi?... gibi sorularla hiç zihnimi meşgul etmeme gerek bırakmayan, güvenli kalelerim dediğim yayınevlerinden biri.

Şu içinde yaşadığımız zamanı ve düzeni anlatan kitaplar ilgimi çeker. Küreselleşme Üstüne Küçük Elkitabı alt başlıklı Pamuk Ülkelerine Yolculuk, başka bir yayınevinden çıkmış olsaydı muhtemelen yine ilgimi çekecekti, en azından arka kapağını okuyacaktım, ama ne yalan söyleleyim, Metis'ten çıkmış olmasa herhalde arka kapaktan öteye gitmeyecektim.

Erik Orsenna bir Fransız. Çok lezzetli bir anlatışı var. Birkaç ülkeye yaptığı yolculukları anlatıyor hepi topu, ama bunlar baştan aşağıya bilgilendirici anlatılar. Pamuktan yola çıkıyor. Pamuk yetiştiren ülkeleri tanıtıyor. Küreselleşmenin olmazsa olmaz sistemi olan birileri üretir, başka birileri tüketir'in işleyişini hatırlatıyor bize.

Mali, ABD, Brezilya, Mısır, Özbekistan, Çin ve Fransa. Gezginimizin uğrak noktaları. Mali bir Afrika ülkesi. Pamuk yetiştirdiklerine dair hiçbir bilgim yoktu. Zavallı Afrika! Zenci kaderinden başka ona dair ne biliyoruz ki? Dünya pamuk üretiminde önde gelen ülkelerden biriymiş Mali. Zaten yazar rastgele seçmemiş gittiği yerleri. Dünya pamuğuna üretici veya pazarlayıcı olarak yön veren ülkeler adı geçenler. Fakat kendisi söylüyor olmasına rağmen üretimde söz sahibi olan diğer üç ülke, Hindistan, Pakistan ve Türkiye'ye neden uğramamış ki?

Mali diyorduk, çokça pamuk üretiyormuş. Üstelik nasıl zor şartlarda. Neredeyse tamamı bir zamanlar Avrupa'nın sömürgesi olmuş, şimdi de farklı kılıklarda ABD ve Çin'in oyun alanı olan Afrika ülkelerine serbest piyasa neden uğramamış acaba? Mali'de pamuğu halk üretiyor haliyle, ama ürettiren devlet. Fiyatlar mı? Onlar taa Amerika'da bir odada belirleniyor. Sen sadece üretebilirsin, elbette satabilirsin de, fakat hangi fiyata? İşte küreselleşme bu. Ne olduğunu daha iyi gösterebilecek bir örnek var mı? Afrikalıların, binlerce yılda atalarının tenini kapkara yapmış olan kızgın güneşin altında topladığı pamuğun fiyatı, binlerce km. ötede, okyanusun diğer tarafında birkaç adam tarafından belirleniyor: Küresel dünya, küresel layf.

Özellikle Özbekistan'dan da bahsetmek istiyorum. Bir ülke bu kadar mı sefalet içinde olabilir? Türkiye'ye şükrediyor insan vallaha. Bütün ülke, yaşlısı, genci, çocuğu; kadını, erkeğiyle pamuk toplama mevsiminde işini gücünü bırakıp tarlalara koşuyormuş. Memurlar işi, öğrenciler okulu, kadınlar evi bırakıp da gidiyormuş. Zorunluymuş anlayacağınız. Zira pamuk orada da devletin. Sovyetler tarihe karıştı ama Sovyet sistemi hâlâ devam ediyor. Gerçi başka şansları da pek yok sanki, yeni bir sistem kurmak kolay mı? Hele hele, bütünüyle sosyalist bir ekonomiden "serbest" bir ekonomiye geçince. Sudan çıkmış balığa döner insan. Fakat yine de düşünmeden edemiyorsunuz, hepi topu 27 milyon insanı doyurmak o kadar da zor olmasa gerek. Ama işte, Orta Asya'nın da Arap ülkelerinden pek geri kalır tarafı yok. Baştakiler hortum hortum götürüyor, olan zavallı halka oluyor. Son on yılda Orta Asya'da meydana gelen rengârenk devrimlerde de gördük ki halk baştakilerden hiç mi hiç memnun değil.

Gelelim Çin'e. Siz hâlâ Çin'in geleceğin süper gücü olacağı aldatmacasında olanlardan mısınız? O gelecek çoktan geldi beyler. Çin çoktan koltuğu Amerika'dan devralmış bulunuyor. İnsanlarının yaşam koşulları berbat elbette. Sefalet ne Özbekistan'dakiyle ne de Afrika'dakiyle boy ölçüşebilir. O denli büyük. Gelgelelim, Çin bu sefaletin üzerine bir süper güç kurmuş, nasıl kurmuşsa. Amerika dahil olmak üzere bütün dünya piyasalarına hakim durumda. Allah'ın işine bakın, dünyanın halihazırdaki en büyük kapitalizmi komünist bir parti tarafından yönetiliyor. Ve bizim ülkemizde hâlâ, bir iki Batı ülkesinde ekonomik kriz çıktı diye, sosyalizmin geri geleceğine ciddi ciddi inananlar var.

Hazır pamuktan yola çıkmışken şöyle bir bilgi vermiş olayım: "günümüzde, gezegen üzerinde ekilmiş olan pamuk fidanlarının üçte birinden fazlası genetik olarak değiştirilmiştir." İşte bu da zamanımızın bir diğer gerçeği. Böyle giderse çocuklarımız doğal'ın ne olduğunu zinhar bilemeyecekler.

Fazla uzatmak istemiyorum. Küreselleşmenin ne olduğunu merak ediyorsanız okuyun bu kitabı, çok şeyler öğrenirsiniz.

Son olarak, yazar bir iddiada bulunuyor: "Dünün ve bugünün küreselleşmelerini anlamak için, bir kumaş parçasını incelemek en iyi yol. İpliklerden, bağlardan ve mekiğin gelgitlerinden oluştuğu için kuşkusuz." En iyi yol mu bilmiyorum ama çok iyi bir yol olduğu su götürmez. Alın size enfes bir örnek:
On sekizinci yüzyıl.
Avrupa'yı pamuklu tutkusu sarar. Hindistan'dan ithalat yetmez olur. İplik eğirme ve dokuma makineleri icat eden İngiltere nöbeti devralmaya karar verir. Ona hammadde lazımdır. Sömürgesi Amerika, ona bu hammaddeyi sağlayacaktır. 37. paralelin güneyinde yer alan bütün bölgelerde (...) pamuk ekimi yapılır. 
Hasat için kol gücüne ihtiyaç vardır. İlk küreselleşme örgütlenir. Afrika, felaketi pahasına oyuna girer. Sanayileşme ve kölelik el ele ilerler. Manchester ve yöresi fabrikalarla dolarken, Liverpool, bir süreliğine, siyah köle ticaretinin merkezi haline gelir. 

2 yorum:

  1. Aydınlatıcı bir paylaşımdı,yaşama bulunduğu yerden bakanlar niye etrafımızı ucuz Çin malları sardı diye düşünsünler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yeğenime babası trampet çalan bir Pepee almış. Elime alır almaz evirdim çevirdim, "Made in China" yazısı nerede diye. Bu kadar içselleştirmişiz işte. "Bütün oyuncaklar Çin'den gelir" düşüncesi bilincimizin altını da üstünü de kaplamış durumda. Galiba süper güç olmanın kaynağı tam da burası. Dünyanın dört bir tarafındaki insanların bilincinde yer etmek.

      Tekrar bekleriz, sağlıkla kalınız.

      Sil

Yorumunuzda bir web sayfasına bağlantı vermek istiyorsanız buraya bakabilirsiniz.

Yorumlarla ilgili notlar için buradaki sayfanın sonuna bakabilirsiniz.

Sayfa başına git