Bugünden itibaren blogda yeni bir başlık açıyorum. Yıllardır blog yazıyorum, şimdiye dek kaç başlık açtım, kaç tane kapadım, ben de bilmiyorum. Gerçi son üç-dört yıldır pek ellemedim, eskiden daha çok tıraş ederdim blogu. Acaba Türkiye ile Avrupa Birliği arasında şimdiye kadar açılan başlık sayısı mı çok, yoksa benim blogda açılan başlık sayısı mı?
Bu yeni başlığın adı "Yes Pıliz" olsun. Kabul edenler, etmeyenler, kabul edilmiştir. Durup dururken nereden çıktı, diyeceksiniz. Efendim, Google hazretlerinin çeviri hizmeti Translate Efendi hizmete başladığı günden beri kendisiyle oynadığım bir oyun var. Basit bir oyun; muziplik yapıp bazı enteresan şeyler soruyorum, o da bana aynı muziplikle yanıt veriyor.
İşte ilk Yes Pıliz'imiz. Buradan da görebilirsiniz, Google Translate'e, in misin cin misin? diye sordum, bana, are you in gin, dedi.
Şaka bir yana, İngilizce ile Türkçe farklı ailelerden oldukları için; İngilizce Hint-Avrupa, Türkçe de Ural-Altay ailesinden oldukları için aralarında büyük farklar var. Sentaks farklı bir kere. Ondan ötürü çok farklı çeviriler çıkabiliyor ortaya. Yoksa siz bakmayın, Google Translate aslında son derece başarılı bir çeviri programı. Herhalde böylesi kırk yıl önce hayal bile edilemezdi. Örneğin İngilizcenin amcaoğlu diyebileceğimiz Almanca veya Felemenkçeden İngilizceye, veya İngilizceden bunlara yapılan çeviriler neredeyse birebir tutuyor. Her neyse, geçelim bunları da bir örnek daha vereyim ben size.
Ne kadar sallarsan salla dona düşer son damla, dedim, o bana, how much shake shake frost last drop falls, dedi. Külot anlamındaki don'u buz anlamındaki don diye anlamış. İlahi Translate. :)
ahahaha, alemsin valla.
YanıtlaSilSokrates hazretleri, ben Can için bi çeviri yapmaya çalışıyorum. Bi kısmını sana yollasam olma mı? Bomba bir şey çıkarmış gibi geliyor :P
Hastayım, kafam basmoor da.
Selam Şerife, çok geçmiş olsun. Gönder tabii ki, lafı mı olur.
Sil