***
Martılar ziyafet çekiyor. |
Halk arasında inci kefali diye bilinen balığın –son yıllarda yapılan araştırmalarla– kefal değil, sazangiller familyasına dahil bir tür olduğu anlaşılınca adı Van balığı olarak değiştirildi. Ne var ki yıllar yılı kullanılmış olan inci kefali adının hemen tutulup atılmayacağı, daha uzunca bir süre kullanılmaya devam edeceği de aşikâr. Bilimsel adı Alburnus tarichi. Endemik bir tür, yani dünyada yalnızca Van Gölü havzasında yaşıyor. Bundan ötürü, adının Van balığı olarak değiştirilmiş olması gayet isabetli.
Bizim Van denizinin sodalı/tuzlu suları canlı yaşamına elverişli değil. Balıklar akarsuların denize döküldüğü ağız kesimlerinde yaşarlar daha çok. Üreme mevsimindeyse yumurtalarını bırakmak üzere bu akarsulara göç ederler. Yani yavru balıklar denizde değil, akarsularda gözlerini açarlar dünyaya.
Sularını Van Gölü'ne boşaltan on kadar akarsu var. Bunların hepsinde de Van balığına rastlanabilir. Bir başka deyişle, ilkbahardaki söz konusu göç bu akarsuların tamamından gerçekleşir. Fakat aralarında bir tane var ki balıkların göçü kelimenin tam anlamıyla bir görsel şölene dönüşür. Erciş'teki Deliçay'dır bu. Bu akarsuyu farklı kılan şey, tam göle döküleceği yerde, yani bura halkının deyişiyle Balık Bendi'nde sularının bir-iki metre yükseklikten dökülmesini sağlayan taşlık bir zemine sahip olmasıdır. Ufacık bir şelale gibi yani. Tabii, göçün görsel şölene dönüşmesinde dağlardaki karların erimesiyle suların coşmasının da büyük payı var. Milyonlarca balık sertçe akan bir suyun tersi istikametine gitmeye çalışır.
***
Balıklar o kadar çok ki atlayacakları yere geldiklerinde kocaman bir balık havuzu oluştururlar. O kadar ki suyun rengi değişir. Bazılarıysa, fotoğrafta görüldüğü gibi, kenarlara yığışır. Bunlar bir nebze şanslılar, çünkü suyun kenarlarındaki seyir teraslarında boyuna insanlar durup izlediği için martılar yanaşamıyorlar. Yoksa suyun içindekileri yakalamaya çalışmakla uğraşmaz, doğrudan buralara konar, karınlarını doyururlardı bir güzel. Geceleyin martılar eve gidiyorlar mıdır bilmiyorum, bildiğim, insanların gittiği. E, insanlar gidince meydan martılara kalıyor demektir. Fakat, diyorum ya, onların da eve gitmiyor olması koşuluyla. İnsanlar dedim de, bu yıl ramazandan ötürü Balık Bendi tenha sayılırdı, izlemeye gelenlerin sayısında geçen yıllara göre gözle görülür düşüş vardı. Eskilerde sadece Ercişlilerin bildiği bir doğa olayıydı bu. Son on yılda, internetin de etkisiyle, epey bir tanındı, büyük olasılıkla gelecekte daha da tanınacak.
***
Balık Bendi |
***
Etinin tadı orta karar. Deniz balığı yemeye alışkın birine çok da lezzetli gelmez. Bunun nedeni tahminimce yaşam ve beslenme alanının dar olması. Nasıl ki okyanusta yaşayan somon iç denizlerde yaşayandan daha lezzetli, açık denizde yaşayan çoğu balık da bizimkinden daha lezzetli. Ama, dedim ya, bu yalnızca bir tahmin. Deniz dedim de, acaba bunu götürüp denize bırakan, orada yaşayabilip yaşayamadığını deneyen olmuş mu, merak ettim şimdi?Sözümü burada bitireyim artık. Bakmak isteyenler için birkaç yıl önceden kalma fotoğraflar şurada. Bu yıl çektiklerimdense dokuz videoluk bir oynatma listesi hazırladım: