14 Mart 2013

30

Yıl 1983. Ovasına bahar gelmiş memleketimin. Sabahın mutlak gücü gecenin karanlığıyla amansız bir çatışma içinde. İki odalı, toprak damlı, dikdörtgen biçimli evin soldaki penceresinden loş bir ışık hafifçe dışarı taşıyor. Odada ufak bir telaş var. Köşede, biri beş, diğeri iki yaşlarında iki küçücük kız, yere yan yana serilmiş kendileri kadar küçük yataklarında hiçbir şeyden habersiz derin bir uykudalar.

Baba bu geceyi diğer odada yalnız geçiriyor. Yatağında. Uyanık. Kim bilir aklından neler geçiyor? Diğer odadan gelen sesleri işitiyor. Arada kapı açılıp kapanıyor.

Anne kızıl saçlı, zayıf bir kadın. 28'inde. Yatağında acılar içinde. Etrafında birkaç komşu kadın. Biri oturmuş baş ucunda, diğerleri Fatma Ebe'nin talimatlarını yerine getirmekle meşgul. Fatma Ebe mahallenin yaşlı kadını. Ekibin başında o var. Didiniyorlar. Bu ufacık odada olup bitenlerden başkaca kimsenin haberi yok. Herkes uykusunda. Biraz sonra teker teker bitiverecek rüyaların son demleri yaşanıyor. Gece, güneşi hapsettiği yerde daha fazla tutamayacak gibi. Hani taş çatlasa bir saat. Bir horoz sabırsızlanıyor ve Gün'ün bu mücadeleyi kazanacağından emin, Romalı bir lejyoner edasıyla peşinen zafer ilan ediyor. Sesi kümesin taş duvarlarını delip geçiyor.

Kadının sancıları önce git gide artıyor ama sonra biraz rahatlar gibi oluyor. Sancıları hafifliyor. Gözünü ampulün cılız ışığına dikiyor. Herkes susup ona bakıyor. Kulaklar tetikte, Fatma Ana'nın söyleyeceği en ufak bir sözde. Suskunluk uzun sürmüyor, sancılar tekrar artıyor. Fatma Ana davranıyor. Komşu kadın Hediye elini kavrıyor kadının. Ortalık birden hareketleniyor. Neden sonra bir cıyaklama horozun fondaki sesine karışıyor.


Söylemesi ne kadar kolay: 30.
İnsan, aslında çokça garipsenmesi gereken bir varlık. Her şeyi bildiğini sanıyor ama işin özünde hiçbir şeyin farkında değil.

Geriye dönüp baktığında, geçip giden zaman gözüne olabildiğince az, olabildiğince değersiz görünür. Ama yüzünü gelecek zamana diktiğinde uzuuun, upuzun yıllar varmış gibi görünür gözüne. Yele verip harcadığın zaman, misal, bir 30 yılsa eğer, bir sonraki 30'a kadar dünyaca zaman var sanırsın. Halbuki, (bu halbuki'yi de ne kadar severim, bilemezsiniz), geçip giden 30 ne kadar çabuk geçtiyse, gelecek 30 da o hızla geçip gidecek.

Tam 30'unda durup önüne ve arkana bakarsın. Arkandaki su gibi akıp geçmiştir. Önündeyse sonsuzluk var sanırsın.

Sonsuzluk.

7 yorum:

  1. "Hiçlik" olmasın da varsın zaman su gibi aksın, razıyım.

    Sevinçlerinin kederlerinden daha bol olacağı bir yaş diliyorum.

    YanıtlaSil
  2. Yeni yaşınız kutlu olsun, gelecekte sağlıkla 2 tane 30 luk daha olsun ....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler derin. Görüşmek dileğiyle...

      Sil
  3. zaman ivmelendi ne zamandır, mutlu seneler o zaman

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim N.Narda. Zamanın ivmesini eskiler suya benzetiyordu, şimdi artık benzetecek bir şey de bulamıyoruz. 20 ile 30'un arasında ne olup bittiğini bile anlayamadım ben. Umarım 30 ile 40 arası öyle değildir.

      Sağlık, sevgiyle kal.

      Sil

Yorumunuzda bir web sayfasına bağlantı vermek istiyorsanız buraya bakabilirsiniz.

Yorumlarla ilgili notlar için buradaki sayfanın sonuna bakabilirsiniz.

Sayfa başına git