Blogu tıraş ettim. Dedim, mayıs ayına girerken bir değişiklik olsun, bahar geldi zira. Lakin, pek içime sinmedi bu yeni hali. Ama ziyanı yok, hele birkaç gün dursun böyle, değiştiririz yeniden. Çocukluğumda babam ne zaman, senin saçlar uzamış, gel biraz kısaltalım, derse, kaçar, saçlarımı kestirmek istemezdim, o da, kökü sende nasıl olsa oğlum, yine uzar, diyerek beni yatıştırmaya çalışırdı. Öyle de, heves dediğimiz şey var bir de. Heves zamana, dahası, o an'a bağlı bir şeydir. Her neyi elde etmek istiyorsan, hemen o anda elde etmek, neyin olmasını, neyin kalmasını da istiyorsan, yine o anda olup kalmasını istersin.
İnsanın hevesi de, zaman geçtikçe gitgide azalmakta birçok konuda. Eskiden, mesela bundan beş altı yıl önce, o kadar sık değiştiriyordum ki blogumun imajını, deyiş yerindeyse oynuyordum onunla. Son yıllarda bir istikrar tutturdum, bakalım. :)
Yazıları bundan böyle daha büyük yazacağım, bu canlı örnekte de görüldüğü gibi. Ayrıca, birden fazla yazı tipi kullanacağım. Favorilerim Cambria, Georgia ve Helvetica. Renk olarak da artık bu rengi kullanacağım, önceleri hep siyah yazıyordum, zemin beyaz olunca siyah biraz göz yoruyor anlaşılan.
İyi, tamam o zaman, daha sonra görüşürüz.
;)
Veya saşç kestirmeden önçeki yatıştırma örnegi : kısaltırsan daha gür çıkar ileride dökülmez . Sen en iyisi üçe vur abisi derdi annem :)
YanıtlaSilMerhaba absurtvetrajedi, hoş geldin. Evet, bu senin verdiğin örnek de anababalık tarihindeki kadim yalanlardan biridir.
SilSağlıkla kal.