via |
Dikkatimi çeken bir şey de oldu, Arapçada /ş/ sesi olmasına rağmen, kelime Farsçadan Arapçaya geçerken /ş/ sesi /s/ olmuş. Bugün de Araplar /s/ ile söylüyorlar bunu (سكر). Halbuki, çoğu zaman tersi bir durum söz konusudur, Arapçadaki /ş/ sesi Avrupa dillerine /s/ olarak geçer. Örneğin, İngilizcedeki syrup, Arapçadaki /şrb/ kökünden gelir, şarap, şurup, meşrubat kelimelerinden tanıdıktır.
Çay'ın kökeni de Çincenin Amoy lehçesiymiş. Bugün İngilizcedeki tea, Almancadaki tee, Fransızcadaki thé, İtalyancadaki tè, İspanyolcadaki té hep Hollandaca üzerinden gelmiş, Hollandacada da thee diyorlar. Bir zamanlar Hollandalıların Doğu Hindistan'da bir şirketleri varmış, o yolla gelmiş bu kelime. Çincenin söz konusu lehçesindeki t'e'den almışlar. Mandarin Çincesinde ise ch'a deniyormuş çaya. Bu ikinci form da Portekizce üzerinden dağılmış. Chá deniyor Portekizcede. Onlar da bir zamanlar sömürgecilik yapıyordu ya oralarda, hatta 1999'a kadar Makao, Portekiz'in kolonisiydi. Bugün Türkçede çay diyoruz, Kürtçede de bazı yörelerde çay bazılarındaysa çayê diyoruz. Ruslar (чай) ve İranlılar (چای) da bizim gibi çay diyor. Araplar şay (شاي), Yunanlılar da s'ye yakın bir ç sesiyle tsai diyor. Aslına bakarsanız hepsi de aynı kelimeyi söylüyor.
Kelimenin neden bazı dillerde /t/ ile, bazılarında /ç/ ile başladığı da merak edilebilir. Ç'nin t'ye dönüşümü çok kolaydır. Üst üste ç ve t seslerini çıkarırken dilinizin ağzınızdaki konumuna dikkat edin, görürsünüz.
Nereden nereye! Dil kültürü nasıl da taşıyor. Bak da şaşırma. Bugün Türkiye'de çaysız, şekersiz bir ev düşünebiliyor musunuz?
Bizim yaylalardan birinde çekmiştim bunu. Çoban çocuk, 2800 rakımlı dağlarda çay keyfi yapacak. |
güzel bir yazı olmuş. Teşekkür:)
YanıtlaSilBiz teşekkür ederiz efendim, nasılsınız? :)
Sil