21 Mayıs 2013

Çay-Şeker

via
Hem çay hem de şeker, dünyanın bütün dillerine bir kökten dağılmış; çay Çinceden, şeker Sanskritçeden. İkisini de on yıl kadar önce fark etmiştim. Yalnız, şeker'in Arapçadan geldiğini sanıyordum, –evet, Avrupa dillerine Arapçadan geçmiş, doğru ama– ona da Farsçadan, Farsçaya da Sanskritçeden geçmiş. İngilizce etimoloji sözlüğü öyle söylüyor. Mesela, İngilizcedeki sugar, önceleri sugre olarak Eski Fransızcadaki sucre'den, o da Ortaçağ Latincesindeki succarum'dan, o da Arapçadaki sukkar'dan, o da Farsçadaki şakar'dan, o da Sanskritçedeki şarkara'dan geliyormuş. Bu kelime, Sanskritçede "kumtaşı, çakıl" anlamına gelen bir kökten geliyormuş. Küp şekerin şekline bakınca, şekerle çakıl arasında kurulan bağıntıyı tahmin etmek zor değil. Hem, zaten bugün de şekerin küp halini alması için taş kullanılmıyor mu? Çocukluğumda bizim Erciş Şeker Fabrikası'nın önüne kamyonlarca beyaz taş dökülmesinin nedenini merak etmişliğim çoktur. 



Pek çok Avrupa dili de kelimeyi Arapçadan almış; İtalyanlar zucchero, İspanyollar azúcar, Almanlar zucker, Hollandalılar suiker, Ruslar kalın h ile sakhar, İsveçliler socker... diyor. Yukarıda, dünyanın bütün dillerine tek kökten dağılmış, dedim ama, elbette şeker için farklı köklerden gelmiş kelimeler kullanan pek çok dil de var. Bunu da söylemiş olayım.

Dikkatimi çeken bir şey de oldu, Arapçada /ş/ sesi olmasına rağmen, kelime Farsçadan Arapçaya geçerken /ş/ sesi /s/ olmuş. Bugün de Araplar /s/ ile söylüyorlar bunu (سكر). Halbuki, çoğu zaman tersi bir durum söz konusudur, Arapçadaki /ş/ sesi Avrupa dillerine /s/ olarak geçer. Örneğin, İngilizcedeki syrup, Arapçadaki /şrb/ kökünden gelir, şarap, şurup, meşrubat kelimelerinden tanıdıktır. 


Çay'ın kökeni de Çincenin Amoy lehçesiymiş. Bugün İngilizcedeki tea, Almancadaki tee, Fransızcadaki thé, İtalyancadaki , İspanyolcadaki hep Hollandaca üzerinden gelmiş, Hollandacada da thee diyorlar. Bir zamanlar Hollandalıların Doğu Hindistan'da bir şirketleri varmış, o yolla gelmiş bu kelime. Çincenin söz konusu lehçesindeki t'e'den almışlar. Mandarin Çincesinde ise ch'a deniyormuş çaya. Bu ikinci form da Portekizce üzerinden dağılmış. Chá deniyor Portekizcede. Onlar da bir zamanlar sömürgecilik yapıyordu ya oralarda, hatta 1999'a kadar Makao, Portekiz'in kolonisiydi. Bugün Türkçede çay diyoruz, Kürtçede de bazı yörelerde çay bazılarındaysa çayê diyoruz. Ruslar (чай) ve İranlılar (چای) da bizim gibi çay diyor. Araplar şay (شاي), Yunanlılar da s'ye yakın bir ç sesiyle tsai diyor. Aslına bakarsanız hepsi de aynı kelimeyi söylüyor. 


Kelimenin neden bazı dillerde /t/ ile, bazılarında /ç/ ile başladığı da merak edilebilir. Ç'nin t'ye dönüşümü çok kolaydır. Üst üste ç ve t seslerini çıkarırken dilinizin ağzınızdaki konumuna dikkat edin, görürsünüz. 


Nereden nereye! Dil kültürü nasıl da taşıyor. Bak da şaşırma. Bugün Türkiye'de çaysız, şekersiz bir ev düşünebiliyor musunuz?   



Bizim yaylalardan birinde çekmiştim bunu.
Çoban çocuk, 2800 rakımlı dağlarda çay keyfi yapacak.
     

2 yorum:

Yorumunuzda bir web sayfasına bağlantı vermek istiyorsanız buraya bakabilirsiniz.

Yorumlarla ilgili notlar için buradaki sayfanın sonuna bakabilirsiniz.

Sayfa başına git