Dün başım ağrıdığı için erkenden uyuyunca bugün beş kırktan beri ayaktayım. Bu saatte uyanmayalı epey oluyordu. Üstelik de bir cumartesi günü. Bir duş aldım, tırnaklarımı kestim, çay için su koydum, banyoya geçip tıraş olmak üzere yüzüme köpük sürdüm, şu an o köpükle bilgisayarın karşısına oturmuş bu yazıyı yazıyorum. Su da kaynamak üzere zaten. Tıraş olup ekmek almaya çıkacağım.
Günlerdir üzerimde bir yorgunluk bir yorgunluk... Sabah kalktığımda sanırsın uyumamışım da sabahlara kadar taş taşımışım. Demem o ki, erken uyanmak gibisi yok. Ne demiş Thales, "Erken uyu ki erken uyanabilesin." Sonraki kuşaklar bunu biraz kısaltıp "Erken uyu erken uyan" şekline sokmuşlar tabii.
Derler ya: "Güneşi üstüne doğdurma" diye, güzel söylerler.
YanıtlaSilBlogun fotoğrafını çok sevdim, görüşmek üzere :))
Şenay hoş geldin. Sanırım kısa bir tatile çıkmıştın. :)
Sil*
Yeni fotoğrafı ben de çok sevdim. Görüşürüz...
Harun, hoş buldum, bu sene tatil çok bana :))
SilNe güzel. İyi değerlendir tatilini. :)
SilSevgiler...