İnsanın kendisi dışındaki bir durumu anlayamaması pek çoklarınca olağan sayılır, fakat kendindeki bir durumu anlayamaması nereden baksan tuhaf. Sözgelimi, aklımızda olup bitenleri anlamlandıramadığımız olur, bir başka deyişle, aklımızda olduğu halde ne olduğunu bilmediğimiz şeyler olur.
Pencereden dışarı bakıyorum. Yağmakla yağmamak arasında gidip gelen kar, ağaçların arasından seçilen bomboş çocuk parkı, çamlar olduğu gibi dururken yapraklarını döküp çıplak kalmış akasyalar, akasyaların dallarında kuşlar, kuşların yanında düşmeyi becerememiş tek tük kuru yapraklar, karşı binanın balkonunda yanan sarı ışık, pencerenin camında güvercin pislikleri ve tüm bunların üzerine eğilmiş içinde beyaz barındıran koyumsu bulutlar... Bilgisayarın ekranındaki yeşil bir İzlanda manzarası da ne yapıp edip bunlara katılmayı başarıyor. Tüm bunlar elbette bir şey anlatıyor. Anlatılan şeyler beynimin içinde dönüp duruyor. Ne ki, ben hiçbir şey anlamıyorum.
Bir şeyi anlamak için üzerinde düşünmek gerekiyor. Düşünmek için de vakit lazım. İnsanların bir çoğu artık nette çeşitli yazıların ya da fotoğrafların altına küfürler ve sövmeler yazmaktan buna fırsat bulamıyorlar ki.
YanıtlaSilBence siz bütün bunlardan bir şey anlamadığınızı söylerken; buraya yazmanız dahi bazı şeyleri anladığınızı göstermez mi?
Merhaba Yolcu. Bazı şeyleri anlayıp anlamadığımı doğrusu ben de bilmiyorum. Esasında benim bu konuda anladığım bir şey varsa o da hiçbir şey anlamadığımdır. :)
SilSelamlar...
Iste o yuzden gozlerimiz bozuk.
YanıtlaSilGoremedigimiz icin bahsettigin seyleri. Sipirituel aciklamasi buymus.
Kendimizi goremiyoruz ve gorebilmek icin icsel yolculuk vs.
Ben yapamiyorum hala.
Benim içsel yolculukta gözüm var mı yok mu onu da anlamadım Jardzy. Bazen beynimin içindekileri anlamadığım oluyor aynı bu dediğim gibi. Öte yandan, senin spiritüel bir insan olduğuna kuşku yok. :)
SilSelamlar...
Ya da anlamak için gereken zamanın dolmasını bekliyoruz.
YanıtlaSilBelki de biz farkında olmadan gelecek o zaman.
Sil