1 Ağustos 2013

Oradan Oraya

On yaşındaydım. Bir gün dışarıda oynuyordum. En yakın arkadaşım, hatta bu dünyadaki ilk arkadaşım Ş. koşarak yanıma geldi ve, "bugün A.'yı istemeye gelecekler," dedi. A. ablasıydı. Babasının biraz önce şehirden geldiğini görmüştüm. Adam eve gitmiş, hazırlık yapılmasını, akşama misafir geleceğini, A.'yı isteyeceklerini söyleyince Ş. de dayanamayıp müjdeli haberi vermek için bana koşmuştu.

Kapı komşumuzdular. Gelip istedikleri akşam A. on dört yaşındaydı. İstediler, babası da verdi. Daha sonra gelip nişan mişan yaptılar, arada ziyaretine geldiler, derken bir gün düğününü yapıp alıp götürdüler. Sevindirici olan, on dört yaşındaki A.'yı verdikleri çocuğun da on altı yaşında olmasıydı. En azından yaşlı birine vermediler.


Geçen gece rüyamda A.'nın öldüğünü öğreniyordum. Şimdi gidip bizim eve söyleyince üzülürler, diye geçiriyordum içimden, ablamın çok yakın çocukluk arkadaşıydı çünkü. Hatta, oyla ablam, çok eski, büyük olasılıkla Ermenilerden kalma bir evin yıkıntısını kendi evleri olarak belirlemiş, orada evcilik oynuyorlardı.


Galiba bilinçaltımızda tahmin edemeyeceğimiz kadar çok şey var. A.'yı en son görüşümün üzerinden yirmi yıl geçmiş olacak. Kim bilir, şimdi görsem tanıyamam da. Herhangi bir kimse, bir şey, bir olay, bir yer, bir zaman hiç aklımızda fikrimizde yokken rüyamızda karşımıza çıkıyor. Şöyle, açık bir zihinle etraflıca Freud okumanın zamanı geldi mi dersiniz? 



Üzüntü Notu: O zamanlar bir fotoğraf makinemiz yoktu ne yazık ki. İnsanın ilk çocukluğuna dair elinde hiçbir şey olmaması ne kötü bir talihsizlik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuzda bir web sayfasına bağlantı vermek istiyorsanız buraya bakabilirsiniz.

Yorumlarla ilgili notlar için buradaki sayfanın sonuna bakabilirsiniz.

Sayfa başına git