Dün şoför'ün ısıtıcı demek olduğunu yazdık. Bugün de sıra şofben'de. Hemen dikkatinizi çekmiştir, ikisinin de kökü şof, yani Fransızca aslıyla chauf, anlamı ısıtma. Bizim şofben dediğimiz kelime Fransızcada chauffe-bain'den geliyor. Chauf ısıtma dedik, bain de banyo, anladınız siz onu.
Kalorifere de chauffage central diyor Fransızlar. Yani, bildiğiniz merkezi ısıtma.
Fransızca da İngilizce gibi, yazılışı ayrı, okunuşu ayrı bir dil. Mesela, se diye okudukları c ile aş diye okudukları h yan yana gelince, -Türkçe mantığına göre saş olması lazım, ama- ş oluyor, bunun gibi. Bilenler bilir, Türkçede milyon kadar Fransızca kelime var. Hemen hemen tamamı da, orijinal okunuşun Türkçe kurallarına göre yazılması esasına dayanarak geçmiş. Yani, kelime Fransızcada da, Türkçede de aynı okunuyor, ama yazılışları faklı, o kendi diline göre yazıyor, o kendi diline göre. Bir örnek, hem Fransızlar hem de biz, önceden planlanmış buluşmaya randevu diyoruz, ama onlar rendez-vous diye yazıyorlar, biz randevu diye, mesele bu.
Bir Fransız Türkiye'ye gelse, randevu kelimesini görse, herhalde kırk yıl geçse bunun kendi dilinden gelen rendez-vous olduğunu anlamaz, ama yazılı olarak değil de sözlü olarak duysa, anında anlar ne olduğunu. İlginç.
Fransızca sözlükleri, okunuş kılavuzları vardı babamın, alıp okurdum ortaokuldayken. Harflerin Okunuşları filan öğrenmiştim hep. Şimdi bile ilk kez gördüğüm bir Fransızca bir kelimeyi genelde doğru telaffuz ederim :)Seviyorum da galiba bu dili.
YanıtlaSilBenim de en sevdiğim dillerden biridir Fransızca ama adam akıllı öğrenmek bir türlü nasip olmadı. :( Babanın bir önerisi var mıdır acaba, bir öğreniversen ya. :)
Silgençken işçi olarak 2 sene kalmış Fransada, o zaman kendine yetecek kadar öğrenmiş, şimdi hemen hiçbir şey hatırlamıyor:( Küçükken birçok yabancı dil öğrenmeyi isterdim. Ben İngilizceyi de kendi kendime öğrendim desem yeridir, ama konuşmaya konuşmaya unutuyorum yazık.
YanıtlaSilKitaplarla konuş sen de. :) Ben öyle yapıyorum yıllardır. Çok yararlı oluyor.
Sil