5 Haziran 2014

Günahlarımızın Öteki Yüzü

Geçenlerde Hasan Ali Toptaş'ın Bin Hüzünlü Haz'ını almaya gittim kütüphaneye. Her zaman yaptığım gibi rafları biraz elledim. Birkaç kitabın arka kapağını okudum. José Saramago'nun Kabil'ini de gördüm o arada. Arka kapağını, sonra da ilk sayfasını okudum. Ve oracıkta almaya karar verdim. Bin Hüzünlü Haz da bir sonraki haftaya kalmış oldu.
.
Saramago'nun Kabil'ini fazlasıyla beğendim. Her şeyden önce ilgi alanıma giren bir konuya değindiği için. Genel anlamda mitolojiyi severim, İbrahimi dinlerin söylencelerine karşıysa daha bir ilgim vardır. İleride Adem babamızla Havva anamız üzerine bir roman bile yazabilirim, belli mi olur. Birkaç kez kendilerinden söz etmişliğim de vardır burada. Kutsal Kitap'ın başlangıcı da bu bağlamda en sevdiklerim arasındadır mesela.

Bu kitabı sevmemin tek nedeni konusunun ilgi alanıma girmesi değil elbette. Saramago çok güzel kurgulamış Kabil'i bana göre. Birine neden büyük yazar deriz ki zaten? En başta, kitabının hakkını verdiği için. Konusuna ilgi duymayan biri bile bu romanı genel olarak beğenebilir. Bazen sadece büyük yazarları okumalıyım diyorum kendime. Ama ne dersen de, söz konusu kitap olunca illa ki okumak istediğin başkaları da çıkıyor.
*
Yazar, kadim söylenceye bağlı kalarak cennetten başlatıyor hikâyesini. Adem'le Havva'yı görüyoruz ilkin. Tabii, onlardan önce "Efendi"yi. Sonra sahneye Kabil'le Habil çıkıyorlar. Kabil Habil'i öldürüyor. Buraya kadar olağan dışı pek bir şey yok. Ancak bundan sonra ezberimiz bozulmaya başlıyor. İlk katil, ilk günahkâr, ilk bozguncu olarak bilinen Kabil'in aslında hiç de öyle olmadığı gerçeğiyle karşılaşıyoruz. Bu işte onun "suç ortakları" da varmış meğer. Hem yeni şeyler de öğreniyoruz. Kabil'i, babasını, annesini "daha yakından" tanıyoruz. Alışılmadık şeyler de görüyoruz bu arada. Ne olduklarını açıkça söylemeyeceğim, dileyen kitabı okuyabilir.

Zaman beklediğimizden çok daha hızlı ilerliyor. Nuh'u, Lilith'i, İbrahim'i, İshak'ı, Eyüb'ü görüyoruz sahnede. Geçmiş, şimdi ve gelecek de iç içe geçiyor, neyin ne zaman olduğunu anlamakta zorluk yaşıyoruz. Kabil İbrahim'in İshak'ı kurban etmeye çalışmasına tanık olmaktadır örneğin, ama daha sonra İshak'ın aslında henüz doğmadığını öğreniyoruz. Yani, şimdiki zaman içinde gelecek zaman yaşanıyor. İlginç bir kurgu.

Sayfalar ilerledikçe dünyanın kuruluşuna da şahit oluyoruz. Şehirler inşa edilmektedir, meslekler doğmaktadır ve bunlara benzer başka dünyevi meseleler meydana gelmektedir. Ayrıca, insanoğlunun birtakım kadim alışkanlıklarının o gün de bugünkü gibi capcanlı bir şekilde var olduğunu görüyoruz. Bir başka deyişle, insanlık tarihi boyunca sürmüş olan alışkanlıklarımızın nasıl ortaya çıktığını görüyoruz. Asıl dikkat çeken de budur zaten. Yalan vardır örneğin. Kabil, gittiği ilk yabancı yerde adının Habil olduğunu söylüyor. Yalan, sahiden de insanlığın kendisi kadar eski bir alışkanlığı değil midir? Elbette yalnızca yalan değildir kaynağını o kadim zamanlardan alan, öteki şeyler de vardır. Mesela savaş. Şehirler yıkılıyor. Masum insanlar ölüyor... Kıskançlık vardır bir de. Öyle ya, o da temel dürtülerimizden biridir. Ancak olumsuzlukların yanında olumluluklar da yok değildir. Her zaman düzensizliğin hükmü yoktur, düzen de vardır. Nefretle birlikte sevgi vardır. Arkadan vurma düşüncesinin yanında sahiplenme isteği de vardır. Kısacası, hem kötülük vardır hem de iyilik. İkisi, uygarlık tarihi boyunca oldukları gibi o zaman da bir aradadır.
*
Kitap boyunca yazarın başkahraman olarak neden Kabil'i seçtiğini düşünüp durdum. Bu konuyu anlatmak için bir başkasını da seçebilirdi sanki. Adem'le Havva'yı birlikte de seçebilirdi. Ama vardır bir bildiği elbette. Kabil'i neden seçtiğini tam olarak anladığımı söyleyemem, ancak, tarih boyunca kötü olarak bildiklerimizin aslında kötü olmadıklarını, en azından bizim bildiğimiz biçimiyle kötü olmadıklarını, iyi olarak bildiklerimizin de yine aslında bildiğimiz haliyle iyi olmadıklarını göstermek için onu seçmiş olabilir, diye akıl yürüttüm. Hakikaten de biraz düşününce, insanlık tarihinin bir yanılgılar tarihi olduğunu iddia edebileceğimiz gibi, bu tarihin bakış açıları tarafından biçimlendirildiğini de söyleyebiliriz. İlk günümüzden bugünümüze hep farklı bakış açıları yönetmemiş midir dünyayı? Bana göre böyle, sana göre şöyle.

Kabil, Saramago'nun son romanı. Ölümünden önce yayımlanmış. Ölmese belki Habil'i de yazardı. Ne var ki belkilerle yol alınmıyor pek. Bize yön veren yine gerçekler oluyor. Kimi zaman acı, kimi zaman tatlı; kimi zaman soğuk, kimi zaman da sıcak gerçekler. Baksanıza, ilk ölen Habil de ölmüş, elbette daha sonra Kabil de ölmüş, binlerce yıl sonra onların öyküsünü yazan Saramago da ölmüş. Gerçeğin ta kendisi. Ama bir yandan da hayat devam ediyor. Bu, gerçeğin de gerçeği. Fakat bir gün belki hayat da durur, kim bilir.

7 yorum:

  1. Kabil'i okudum. Saramago'yu çok severim. Hem o muzip anlatımını, hem de kurgusunu. Son derece keyiflidir Saramago kitapları.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş geldin Kitapsız Kedi. Evet, gerçekten de keyifliydi. Körlük'le Görmek'i de yıllardır okumak istiyorum, umarım fazla gecikmeden onları da okurum. Ama onlardan önce Filin Yolculuğu'nu okumalıyım tabii, merak ediyorum. Okumak güzeldir. :))
      Selamlar...

      Sil
  2. Nurdan Beşergil de İyi Geceler Öpücüğü'ne bu kıssayı tersyüz etmiş, evirip çevirmişti... Kabil de listemde. H.Hesse, Demian'da da Kabil'i kahraman ve özel olan olarak gösterir... Kıssaları tersine-başka açılardan yorumlayarak roman yazmak da ekol gibi bir şey olmuş sanırsam :p

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba N.Narda. Demian'ı çok merak ettim, bak, onu da sıraya koyalım, nasılsa sıraya koymak bedava. :)

      O zaman ben de bu ekolün içinde yer alayım, fena mı olur? :)
      Sevgiler...

      Sil
  3. Kabil'i seçmesinin nedeni Tanrı ile insan arasındaki çekişmeyi en iyi şekilde anlatabilmek belki de çünkü Tanrı ile çatışan, Tanrı'ya başkaldıran ilk insan o sanırım. Sanırım. Emin değilim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş geldin Cessie. Emin olabilirsin gibime geliyor. Ben de böyle düşünmüştüm biraz. :)
      Selamlar...

      Sil

Yorumunuzda bir web sayfasına bağlantı vermek istiyorsanız buraya bakabilirsiniz.

Yorumlarla ilgili notlar için buradaki sayfanın sonuna bakabilirsiniz.

Sayfa başına git