Baştan başa kırmızı tuğladan örülmüş duvarlarıyla bu koca binanın nasıl ayakta durabildiğini düşündüm uzun uzun. Kaç katlı olduğunu da merak ettim etmesine, saymak gelmedi içimden. Onca insan yaşıyor olmalıydı içinde. Hiç korkmuyorlar mıydı? Akşam üzeriydi. Batmakta olan güneşin kızıllığı tuğlalara vuruyordu. Camlar da tuğlaların rengine bürünmüş, onlarla beraber kıpkızıl bir şiire dönüşmüşlerdi. Şiir dendi mi hayalperest takımının aklına deniz geliverir ister istemez. Elbette denizi de vardı bu kentin. Ama ben sadece adını duymuş, kendisini henüz hiç görmemiştim. Söylenenler doğruysa yüksek binalar zamanın birinde esir almışlar denizi, bir daha da kurtulamamış deniz ellerinden. Yaşlılara bakılırsa da eskiden buralar bomboşmuş. Uçsuz bucaksızmış. Alabildiğine deniz görünürmüş. Yaşlılar hiçbir şey bilmezler. Denizi gören bir yer nasıl bomboş olabilir?
Bu kocaman bina yalnızca tuğlalarla nasıl dayanabiliyordu onca ağırlığa? Bunu merak ededururken ele ele tutuşmuş, birer ellerinde poşetler, günbatımı yönüne giden iki kişi gördüm. Güneşin kızıllığı onların da üzerindeydi. Bir kadınla bir erkek olduklarından başka hiçbir özellikleri seçilmiyordu. Karı-koca olmalıydılar. Önüne vardıklarında, nedense binanın o an üzerlerine yıkılacağını sandım. Nefesimi tutarak bekledim. Ha yıkıldı ha yıkılacaktı! Ya evde onları bekleyen çocukları varsa? Korkmaktan başka bir şey edemiyordum ki. Bağırsam, geri dönün, desem ne fayda, geri dönecekleri yerde devam etseler zaten binayı geçip gidecekler. Nitekim biraz sonra geçtiler de. Derin ama sessiz bir nefes aldım. Evdeki çocukları düşünüp o kadar sevindim ki, bilemezsiniz.
Yıllar sonra o günü düşündüğümde neden sadece o çiftin –belki de hiç olmayan– çocukları için tasalandığımı bilemedim. O büyük binada kuvvetle muhtemeldi ki çocuklar da yaşıyordu, neden onlar için değil de öbürleri için. Bunun cevabını hiçbir zaman veremedim kendime. Belki biliyordum da veremedim.
Güzel, sıcak bir hikaye...
YanıtlaSilTeşekkür ederim Aze.
SilYazılarını okumayı özlemişim :))
YanıtlaSilEyvallah güzel kardeşim Şenay, eksik olma. :)
Sil