Otobüse bindiler.
Adam cam kenarına geçti, kadınsa onun yanına.
Kadın çantasından kitabını çıkarıp okumaya başladı.
Adamın gözü de hemen kitaba kaydı.
Kadın sol sayfada kalmıştı, oradan devam etti.
Adam sağ sayfadan bir paragrafı okumaya koyuldu.
Kadın okumasına ara verip şakayla, "Ne okuyorsun kitabımı?" dedi.
Adam şakayı şakayla yanıtladı: "Parası neyse veririz."
"Ver hadi," dedi kadın.
"Ne kadar?" diye sordu adam.
"Üç buçuk," dedi kadın.
"Çok değil mi," dedi adam, "alt tarafı bir paragraf okudum?"
"O zaman bir buçuk," dedi kadın.
"İyi iş," dedi adam.
"İşine gelirse," dedi kadın.
Hesaba girişti adam: "Bir sayfa ortalama üç paragraftan dört buçuk eder. On sayfa kırk beş, yüz sayfa dört yüz elli... Bir kitaba da ortalama iki yüz elli sayfa de, aşağı yukarı bin lira."
Bakışıp güldüler.
"Kitabın kendisini alırım daha iyi," dedi adam.
Gene güldüler.
Otobüs hareket etti.
Geçenlerde kitap almıyorum artık demiştiniz, demek okuma sorununu böyle çözdünüz. Daha pahalıya gelecek gibi?
YanıtlaSilHocam, demek farkına vardınız. :) Ben de aslında bu öykünün kahramanı gibi otobüslerde, dolmuşlarda gizli gizli milletin kitaplarını okuyorum hep. Bundan sonra böyle.
SilPahalıya gelmez, zira iki sayfa okumuşsam bir paragraf diyorum. Zekâ. :)
Sevgiler...
Kitap okuyan bir öykü kahramanı bile olsa hoşuma gidiyor. Güzeldi.
YanıtlaSilTeşekkürler Ali Zafer Bey. :)
SilAslında bir kitap için baya güzel bir tanışma başlangıcı olmuş.
YanıtlaSilher neyse böyle şeyler sadece kitaplarda olur zaten.. :)
Merhaba Ayşenur. Kahramanımız kitapla tanışmış tanışmasına da, kitabın tamamını okuyabilmiş mi orası meçhul. :))
SilSelamlar...
Şirin bir öykümsü :)
YanıtlaSilŞekeri fazla kaçmış, ondandır. :)
SilYayıncılar uygun bir fiyat sunsalar ya. Çakma parfümler, Ayakkabılar kitaplardan daha ucuz;)
YanıtlaSilBen de hep aynı şeyi söylüyorum Anne Güncesi. :)
Sil