Herodot'un Tarih'inden bir pasaj:
Eğer insanları dünyadaki tüm âdetler arasından kendilerine en iyi görüneni seçmekte serbest bıraksalar, her biri döner dolaşır yine kendininkini yeğ tutar; herkes kendi göreneklerinin başkalarınınkinden çok üstün olduğuna o kadar inanır... İnsanların kendi göreneklerine karşı besledikleri duyguların gerçekten ne kadar köklü olduklarını gösteren pek çok belirti vardır; işte bir tanesi: Darius kralken, bir gün çevresindeki Yunanlıları toplayıp sordu, babalarınızın ölüsünü yemek için kaç para istersiniz, dedi; böyle bir şeyi hiçbir ücret karşılığı yapmayacakları cevabını aldı. Darius bunun üzerine Kallatiai denilen Hintlileri çağırttı, ana babalarını yerlerdi, görenekleri böyleydi; ve Yunanlıların yanında bunlara sordurdu, tercüman aracılığıyla, babalarının ölüsünü yakmak için kaç para isterler, diye; Hintliler bunu bir sövgü saydılar, kendilerine karşı böyle davranılmaması dileğinde bulundular.
Kültür nedir? Doğada var olan her şeyin yanında, insanların yaptığı her şey. En yaygın ve kabul gören tanımlarından biridir bu. Kültür, Latince cultura sözcüğünden gelir ve "toprağı sürmek" demektir. Türkçesine ekin denmesinin nedeni de budur. Evet, insanlar yeryüzünde yaşamaya başladıkları ilk günden beri durmadan bir şeyler "ekip biçerler". İlk insanın çıkardığı ilk sesten tutun da, günümüzdeki Kongre Kütüphanesi'nin 1348 km. uzunluğundaki raflarında yer alan milyonlarca kitabın yazılışına dek, insanlık, binlerce yıllık bir süreç içinde sürekli olarak üretti durdu.
Ne üretti insanlık? Sanırım, ne üretmedi, diye sorulsa daha kolay cevaplanır. Her şeyi bir yana bırakıp yalnızca ve yalnızca dilleri ele alsak bile, –değil mi ya, dilleri de insanlar üretti– bu sorunun yanıtı cilt cilt kitaplar doldurur. Nitekim doldurmuştur da.
Üretilmiş olan her şey iyi midir peki, bu sorudan devam edelim. Buna bir cevap aramak için önce iyinin ne olduğuna bakmak gerek. Bunun için de biraz felsefe okumak gerek tabii. Kısaca söylemek gerekirse, tüm insanlar için ortak iyiler olduğu gibi, herkesin farklı iyileri de vardır. Örneğin su içmek tüm insanlar için iyidir. Ama her zaman böyle örnekler bulmak da pek kolay değildir, çoğu kez tek bir iyi yoktur. Birinin iyisi ötekinin kötüsü olabilir, uygarlık tarihi bunun örnekleriyle doludur. İşte, Herodotos'un verdiği örnek de buna tastamam uyuyor. Bir yanda ölülerini yiyen Kallatiai'ler, öbür yanda ölülerini yakan Grekler... Buna bir de bugün ölülerini toprağa gömen bizleri katın. Hangisi iyi?
İnsan bir yerde durup duruyor. Sahiden de, şöyle açık bir zihinle düşündü mü, iyinin aslında iyi, kötünün de aslında kötü olmadığını anlıyor. Her şey göreli. Bana göre bu iyi, sana göre şu, ona göre o.
İçine doğduğumuz toplumun kültürü, ilk soluğumuzdan başlayarak bizi çepeçevre sarar. Başka bir kültür seçmek yönünde hiçbir şansımız yoktur. Büyümeye başlarız. Ana-babamız ne yapıp ediyorsa onu yapıp eder, ne yiyip içiyorsa onu yer içeriz. Büyüdükçe özümser, benimseriz onların kültürünü. Kısa zamanda da sahipleniriz. Böylece, biz bu dünyaya gelmeden, belki binlerce yıl önce oluş(turul)muş olan o kültür bizim oluverir. Elimiz ayağımız, sesimiz soluğumuz kadar bizim olur. Oysaki, birimizden birimizin aklına gelmeyen bir şey vardır, biz o kültürü elde etmek için hiçbir şey yapmamışızdır. Ama, diyorum ya, yine de bizimdir.
Biraz daha büyürüz. O zaman kimilerimiz, bakkaldan ekmek almak, arkadaşlarla buluşmak, ıslık çalmak, otobüse binmek gibi işlerde kullanmayı yeğlerken aklını, kimilerimiz de daha başka şeylere yatırmayı uygun görür. Ve işte o andan itibaren birtakım şeyler ters gitmeye başlar. Çünkü bize öğretilen ya da kendi öğrendiğimiz pek çok şeyin yanlış çıktığını görürüz. Bize inek eti yemenin iyi bir şey olduğu öğretilmiştir misal, ama orada bir yerde kötü bir şey olduğunu öğreniriz. O vakit oturur, başımızı ellerimizin arasına alırız: Yanlış giden neydi?
İyi ve kötü bizin kendi uydurduğumuz kavramlar bence.İyinin var olabilmesi için kötünün olması gerekiyor.Yoksa iyinin anlamı kalmaz ki :)
YanıtlaSilMerhaba, hoş geldiniz. Tam olarak öyle, dediğiniz gibi. Selamlar...
Sil