tanımadık etmedik birilerine
verdiler.
O tanımadık etmedik adamlar
sessiz sakin bir yaz günü
bizim mahalleye
geldiler.
Düğün dernek kurmadan
uzak memleketlerine
kızı alıp
gittiler.
Ardından
anasının göz yaşlarını
serptiler.
Yine böyle bir temmuz günüydü. Mahallenin çocukları evlerinin avlusuna birikmiştik. Kızı arabaya bindirip götürdüler. Babası bahçedeki işleriyle ilgilenmeye koyuldu. O zaman anlayamazdım tabii, adam üzüntüsünü içine atmak için bahçeyle oyalanmaya gitmişti. Giden kız ablamın çocukluk arkadaşıydı. Kendileri de çocuk sayılırlardı daha. O gittikten sonra ablam içeri geçince ben de ardından girdim. Kızın anası küçük evlerinin salonunda oturmuş ağlıyordu. Neden ağladığını anlamayıp ablama sordum. Kızı gitti, ona ağlıyor, dedi. O an çok uzak bir yere gittiğini, artık hiç gelmeyeceğini anladım.
Madem o kadar üzülüyorlar, neden çocuk yaşta evlendirip o kadar uzaklara gönderiyorlar ?
YanıtlaSilBen de anlamış değilim ne yazık ki. Selamlar...
Silamann içim cız etti ya!
YanıtlaSil:((
Sil