Aklıma lisedeki Labaratuar dersimiz geldi. Sınıfın bir kısmı kurbağa kesmek istiyordu. Bir kısmı da kurbağanın tek suçu çirkin olması mı tavşan keselim o zaman diye diretiyordu. Benim gibi tavşan ya da kurbağadan birini seçemeyecek olanlar da vardı ancak biz daha az kalıyorduk onlara göre. Çok şükür ki hiçbir şeyin kesilmesine şahit olmadan liseyi bitirebildim :))
Benim de aklıma bir laboratuvar dersi geldi. Hoca bize suyun formülünün H2O olduğunu deney üzerinde göstermek için bizi laboratuvara götürdü. Arkadaşın birinin eline bir huni vererek buna su doldur gel, dedi. Arkadaş gitti, biraz sonra elinde su dolu huniyle geri geldi. Hoca deneye başladı. Bir şeyler yaptı, bir hortumun iki ucunu iki huniye koydu galiba, dediğine göre birazdan hunilerden birinde üçte iki oranında hidrojen, birinde de üçte bir oranında oksijen kalacakmış. Deney tamamlandı ama ortada ne hidrojen vardı ne de oksijen, hunide hâlâ su vardı. Bizim okul denize sıfır bir konumdaydı. Meğer arkadaş dışarı çıkar çıkmaz çeşmeye gitmek yerine hemen yakındaki denizden suyu doldurup gelmiş. Van Gölü'nün suyu da yüksek oranda sodalıdır. Tabii, saf su olmayınca deneyden beklenen sonuç alınamamıştı. Sonra normal su getirtip bir daha yaptı deneyi hoca, bu kez oldu. :))
Aklıma lisedeki Labaratuar dersimiz geldi. Sınıfın bir kısmı kurbağa kesmek istiyordu. Bir kısmı da kurbağanın tek suçu çirkin olması mı tavşan keselim o zaman diye diretiyordu. Benim gibi tavşan ya da kurbağadan birini seçemeyecek olanlar da vardı ancak biz daha az kalıyorduk onlara göre. Çok şükür ki hiçbir şeyin kesilmesine şahit olmadan liseyi bitirebildim :))
YanıtlaSilBenim de aklıma bir laboratuvar dersi geldi. Hoca bize suyun formülünün H2O olduğunu deney üzerinde göstermek için bizi laboratuvara götürdü. Arkadaşın birinin eline bir huni vererek buna su doldur gel, dedi. Arkadaş gitti, biraz sonra elinde su dolu huniyle geri geldi. Hoca deneye başladı. Bir şeyler yaptı, bir hortumun iki ucunu iki huniye koydu galiba, dediğine göre birazdan hunilerden birinde üçte iki oranında hidrojen, birinde de üçte bir oranında oksijen kalacakmış. Deney tamamlandı ama ortada ne hidrojen vardı ne de oksijen, hunide hâlâ su vardı. Bizim okul denize sıfır bir konumdaydı. Meğer arkadaş dışarı çıkar çıkmaz çeşmeye gitmek yerine hemen yakındaki denizden suyu doldurup gelmiş. Van Gölü'nün suyu da yüksek oranda sodalıdır. Tabii, saf su olmayınca deneyden beklenen sonuç alınamamıştı. Sonra normal su getirtip bir daha yaptı deneyi hoca, bu kez oldu. :))
SilEhehe, arkadaşının kolaycılığı hocaya zorluk çıkarmış. İlginç bir anı :))
SilAslında kolaycılık sayılmaz, çocuk bilmiyordu ki suların ayrımını. :)
SilEvet doğru, anladım.
SilÇok güzel bir kitaptır.Yazar keşke başka kitaplar da yazsaydı..
YanıtlaSilMerhaba Sezen. Evet, ben de beğendim. Kaç yıldır ha bugün ha yarın derken nihayet okudum.
SilGeçen yıl bir edebiyat sitesinde bu konuyla ilgili bir haber okumuştum, tek kitapla ünlenen yazarlar diye, listenin başların da bu da vardı.
Sevgiler...