23 Ocak 2016

Bahçemizde Nar Ağacı Yoktu

Orada hayalet bir değirmen
Nazlı buğday başakları, dua, bekleyiş
Rüzgârları soyunmuş parmak sular
Terli bir gökyüzü, can sıkıntısı, ağır zaman
İçine bağıran bir adam
Nereye büyüyeceğini bilmeyen çocuklar
Etekleri yaz bahçesi bir kadın

Orada merhametli yoksulluk
Sürmeli geceler, bulanık sabahlar
Güneşle çiçeklenen yorgunluk
Ay ışığında solan sözler
Atların köpeklerle konuştuğu bir bozkır
Yıldızlar çıkmadan görünmeyen gökyüzü
Bakır bir tencerede eriyen evler

Orada masalların hevesi
Bir küçük radyoya dolan uzaklar
Üzüm kağnıları, elma günahları, ıslak rüyalar
Mezarlıkta içilen bir sonsuz sigara
Ayva sarı tüyler komşu camlarda
Kâkülünde annesi halkalanan kızlar
Uzak akrabaların getirdiği yalnızlık

Sevgilim, çemberciğim, arapbülbülüm
İki gözün kocaman iki gökyüzü
Neden ağladığımı soruyordun ya sevişirken
Bahçemizde nar ağacı yoktu bizim
Senin ağzın yoktu gövdemiz tarazlanırken
Arzular kaşımızda başlar kirpiğimizde biterdi
Ağlamıyordum

Benim geçmişimi senin geleceğini seviyordum...

Şükrü Erbaş, Bağbozumu Şarkıları, Kırmızı Kedi Yay.

2 yorum:

  1. Okumayı sevenler ve yazanlarla blog buluşması elbette güzel bir kesişme. O halde;
    Sizi takipteyim. Öykü, anı, deneme ve gezi yazılarım ile sadece kendi çektiğim fotoğraflardan oluşan blogum www.acemidemirci.blogspot.com.tr adresine baklerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş geldin Acemi Demirci. Ben de senin bloğunu takibe aldım. Selamlar...

      Sil

Yorumunuzda bir web sayfasına bağlantı vermek istiyorsanız buraya bakabilirsiniz.

Yorumlarla ilgili notlar için buradaki sayfanın sonuna bakabilirsiniz.

Sayfa başına git