22 Eylül 2013

Ekinoks

Tam beş ay olmuş kelimeler üzerine yazmayalı. Geçenlerde bir ara, etimolojiye olan ilgim git gide azalıyor mu acaba, diye sordum kendime. Yok galiba. Daha uzun süre etimolojiye, yani kelimelerin kökenine olan merakım yerinde duracak gibi. 

Hazır, yarın sonbaharın ilk günüyken ben de bu konuyla ilgili bir şeyler yazayım dedim. Ekinoks sözcüğünü sanırım pek çok insan ilk olarak lise coğrafya dersinde duymuştur. Türkçesi "gece gündüz eşitliği". Zaten kelimenin kökenine baktığımızda bir "eşitlik" durumu olduğunu görürüz. İngilizcede eşit'in equal olduğunu bilirsiniz. Latince aequus kökünden gelen aequalis'in İngilizceye geçmiş hali. Equinox ise önce Latinceden Fransızcaya, oradan da İngilizceye geçmiş. Ortaçağ Latincesinde equinoxium'muş ve tam da gece gündüz eşitliği anlamına geliyormuş. Ekinoks Türkçeye de Fransızcadan geçmiş.

Bir yılda iki ekinoks vardır. İlkbahar ekinoksu ve sonbahar ekinoksu. Çünkü yılda iki kez gece ile gündüz süreleri eşitlenir. Bunlar da 21 mart ve 23 eylüle rastlar. Anlayacağınız yarın, Dünya'daki her yer 12 saat gündüz, 12 saat de gece yaşayacak. 

Ekinokstan söz açılınca, solstis'ten de söz etmek gerek doğal olarak. Çünkü o da ekinoksun bir tür karşıtıdır. İlginçtir, tüm sözlüklerde ekinoks yer almasına karşın solstis yok. TDK'nın, Dil Derneği'nin ve Nişanyan'ın sözlüklerine, ayrıca Püsküllüoğlu'nun yazım kılavuzuna baktım, yok. Oysaki, pek çok coğrafya kitabında var. Türkçesi gün dönümü. Bu arada, sözcüğün yazılışında da uzlaşma yok, gün ve dönümü'nü ayrı yazan var, bitişik yazan var. Onu da yarın yazarım artık. 

Solstice İngilizceye Eski Fransızcadan olduğu gibi, oraya da Latince solstitium'dan geçmiş. "Güneş'in durgunmuş gibi göründüğü nokta" diye çevirebileceğimiz bir anlamı varmış bu kelimenin. Başındaki sol zaten Güneş demek. 

Her iki ekinoksta da Güneş ışınları Ekvator'a tam dik gelir. Yani, martın 21'iyle eylülün 23'ünde Ekvator üzerinde bir yerdeyseniz gölgenizi göremezsiniz, çünkü Güneş size tam tepeden vurduğu için gölge boyunuz sıfırdır. Bilindiği gibi Ekvator, 0 derece paralelinin özel adıdır. Özel adı olan iki yer daha var. Bu yerler, 23° 27' Kuzey ve 23° 27' Güney enlemleridir. Kuzeydekinin özel adı Yengeç Dönencesi (Tropic of Cancer), güneydekininse Oğlak Dönencesi'dir (Tropic of Capricorn). Bu iki enleme özel ad verilmesinin nedeni, Güneş ışınlarının dik olarak geldiği uç noktalar olmasıdır. Yani, Güneş Kuzey Yarım Küre'de en son Yengeç Dönencesi'ne, Güney Yarım Küre'deyse en son Oğlak Dönencesi'ne dik olarak gelir. Bunların dışındaki noktalara hiçbir zaman dik gelmez. Örneğin, Türkiye bu enlemlerin dışında yer aldığı için biz Türkiye'de hiçbir zaman gölge boyumuzun sıfıra indiğini göremeyiz. Bu konulara aşina değilseniz bu anlattıklarım biraz karmaşık gelecektir ama aşağıdaki haritayla daha iyi anlaşılabilir.


© Wikipedia

Haritadaki gölgeli alan Yengeç ile Oğlak dönenceleri arasında kalan yer. Güneş ışınları yıl içinde yalnızca bu alana dik olarak gelir. Bu alan içinde yer alan her noktada yılda iki kere gölge boyu sıfıra iner, bir başka deyişle, bu alandaki her noktaya yılda iki kere Güneş tam tepeden vurur. Türkiye'nin en güneyinden geçen enlemin derecesi yuvarlak olarak 36'dır. Bundan ötürü de, yukarıda söylediğim gibi, bize hiçbir zaman Güneş tam tepeden vurmaz.

Güneş Yengeç Dönencesi'ne 21 haziranda, Oğlak Dönencesi'neyse 21 aralıkta dik gelir. İşte, bu tarihlere de solstis, yani gün dönümü denir. İlki Kuzey Yarım Küre'de, ikincisiyse Güney Yarım Küre'de yaz mevsiminin başlangıcıdır. 

Ekvator'dan söz açılmışken, onun da ekinoksla aynı kökten geldiğini belirtelim. O da Türkçeye Fransızcadan geçmiş. Kökeni Latince aequator. Türkçesi için eşlek'i öneriyorlar. Ekvador diye de bir ülke var Güney Amerika'da, Ekvator'un üzerinde yer aldığı için bu adı almış.

Bu yazıyı yazarken aklıma geldi, birkaç yıl önce bugün Muğla-Gökova'daydık. Dalgaları izlerken oturup bir şiirimsi yazmıştım. Allah'tan hiçbir defterimi atmam, hepsi yıllarca durur bende. Aradım buldum o defterimi. 22 Eylül 2005. Ne çabuk geçmiş sekiz yıl!

Bir akşam üstü yalnızlığının üstüne,
az biraz tedirginlik serpiyoruz,
rüzgar yardımcı oluyor ya, 
yetmiyor yalnızlığı dağıtmaya. 

Bir akşam üstü sıkıntısında,
sevgilimle başbaşayız,
Biraz Gökova'dayız, biraz da sonbaharda. 

Oturuyoruz.
Oturup iki metreye varan dalgaları izliyoruz.
Hırçın yaz sonu dalgaları...
Bir çift söz eder gibi,
Gidin artık, uzağa uzağa, der gibi.

Ortalıkta kimsecikler yok,
yazlık dostlar yok.
Gökova Körfezi, üstündeki yaz yorgunluğunu 
atıyor üstüme üstüme.

Biraz Gökova'dayız, biraz da Gökova'yız.
Kumsalda oturmuş dalgaları izliyoruz,
güneş batmak üzere,
geride kalan ışınlar dağınık bulutlarla dans ediyor,
dalga sesleriyse fon müziği.

Burada kimsecikler yok,
sizler yoksunuz,
İçimde dolaşıyor yokluğunuzun korkusu,
Akyaka'nın sönük ışıkları bir şey fısıldıyor:
bugün yirmi iki eylül, yarın sonbahar ekinoksu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuzda bir web sayfasına bağlantı vermek istiyorsanız buraya bakabilirsiniz.

Yorumlarla ilgili notlar için buradaki sayfanın sonuna bakabilirsiniz.

Sayfa başına git