Telefondan ikinci yazı olsun bu da. Geçen seferki deneme amaçlıydı, bu ise zorunlu. Bilgisayar yanımda değil. Aslında bugün bir film üzerine iki söz edecektim, ettim de doğrusu, bilgisayarda duruyor.
Bu sıralar film izlemeye hız verdim. Bugün de BBC Life serisinden Kuşlar'ı izledim. Tuncel Kurtiz seslendirmiş. Muhteşem bir belgesel çekmişler. Bir saat sürüyor, on dakikası kamera arkası. Aslında kamera arkası da değil de, On Location (Görev Başında) dedikleri bölüm. On saniyelik bir çekim için on saat bir çadırda nefesini tutarak bekliyor kameraman. Şapka çıkarmamak elde değil.
Uzun otobüs yolculuklarında yatağımı düşünüp, bunun acısını çıkaracağım, diyorum. Bu yazıyı yazarken de sürekli aklımda bilgisayarın klavyesi var, bunun acısını çıkaracağım, evet.
Bu sıralar film izlemeye hız verdim. Bugün de BBC Life serisinden Kuşlar'ı izledim. Tuncel Kurtiz seslendirmiş. Muhteşem bir belgesel çekmişler. Bir saat sürüyor, on dakikası kamera arkası. Aslında kamera arkası da değil de, On Location (Görev Başında) dedikleri bölüm. On saniyelik bir çekim için on saat bir çadırda nefesini tutarak bekliyor kameraman. Şapka çıkarmamak elde değil.
*
Başım feci şekilde ağrıyordu bugün. Hâlâ da biraz ağrıyor gerçi. Oraya buraya bakındım, kalemliğin yanında bir ağrı kesici buldum. Alıp mutfağa gittim. Açıp ağzıma atınca Aspirin olduğunu fark ettim. Ben başka bir ağrı kesici sanmıştım.
*
Telefondaki müzikleri değiştirdim bugün. Kaç aydır hiç ellememiştim. Hangisiydi hatırlamıyorum, geçen gün bir blogger arkadaş da bu konuda şikâyetçiydi kendinden, iki aydır telefonundaki müziği değiştirmemiş, okuyunca gülümsedim, zira benim telefonumdaki bazı müzikler iki yıldır duruyorlar. Tabii ben dinlediğim müziğin onda dokuzunu bilgisayardan dinliyorum, onu da atlamayayım. Bazen geceleyin yatakta uyku tutmayınca açıp müzik dinliyorum.
*
Işıklar sönük, yatakta bekliyorken vakit o kadar hızlı geçiyor ki, anlamak maharet ister. Bazen müzik listesi bitiyor, diyelim on parça dinlemişim, bir saat geçmiş ama daha beş dakika oldu sanıyorum.
*
Bakıyorum da bu aralar bloğu hep günlük niyetine kullanıyorum. Yaz mevsimiyse normaldir, diyerek de kendimi avutuyorum. Zaten blog dediğin nedir ki, bildiğin günlük. (Eh be oğlum, yapıp ettiklerini yazmayacaksın da ne yazacaksın. Gören de sıra sıra bilimsel makalesi var da ondan böyle diyor sanacak.) Eh işte, yaz bitti zaten. Bitsin de başka konulara da eğilelim biraz.
*
Bugün kahvaltıda yaprak sarması yedim. Tesadüfe bak, her gün kalkınca ev halkının öğle yemeği yediğini görüyorum.
*
Müzikler dedim de yukarıda, doğru bir kullanım mı acaba? Sorun var gibime geliyor. (Peki ya bu "gibisine gelmek," bu da yanlış değil mi?) "Telefondaki müzikleri değiştirdim," yerine, "Müzik parçalarını değiştirdim," demek sanki daha doğru. Bir bakayım yarın.
*
Aşık Mahzuni Şerif'in Zevzek adlı türküsünü çok severim, şu an bu yazıyı yazarken onu dinliyorum. Mesaj içerikli bir türkü. "Adam olamadın gitti zevzek…" Sahiden de dünya tarihinin hiç görmediği kadar çok zevzek var bu zamanda.
*
Bu yazıyı sağ salim bitirip yayımlarsam bir film izleyeceğim. Ferhan Şensoy'dan. Hakikaten zor be kardeşim, bir paragrafı yazıp bitirene değin kılıktan kılığa giriyorum. Bak, müzik listesi de bitti. Uzun otobüs yolculuklarında yatağımı düşünüp, bunun acısını çıkaracağım, diyorum. Bu yazıyı yazarken de sürekli aklımda bilgisayarın klavyesi var, bunun acısını çıkaracağım, evet.
Çok tatlı notlar :))
YanıtlaSilŞekerleri fazla kaçtı, ondandır. :) Ağrı kesici almadan evvel bir arkadaşın önerisi üzerine şeker yedim. Hem de birkaç tane.
SilGüzel bir gün olmuş :) zevzekler kısmına katılıyorum :)
YanıtlaSilMerhaba Deniz, güzel günler eksik olmasın.
SilSelamlar…
Telefondaki / müzik çalar'daki müzikleri değiştiriyor musun siz? Zor olmuyor mu? Ben anca bilgisayarıma bir koleksiyon yapmışımdır, müzik çalarlar eskidikçe oradan aktarıyorum. Gerçi artık youtube'dan listeler yaptığım için ihtiyaç da duymadım galiba.
YanıtlaSilDemek şeker baş ağrısına iyi gelmiyormuş. Gerçi ben temiz hava ile birlikte iyi geldiğini bilirim.Tabii, migren,sinüzit gibi hastalıktan kaynaklı bir ağrı değil ise. Geçmiş olsun.
Okuduğum onca şeyden öğrendim ki; ne yazdığın nasıl yazdığın önemlidir... Yoksa kimse, dünya da kimsenin bilmediği, duymadığı bambaşka hikayeler yazmıyor, başka harfler kullanmıyor. Sadece "başka" yazıyor. Yine de daha iyisini yazabiliyorsun bence :-)
Değiştirmekten kastım o benim zaten. Birkaç ay dinlediklerimden sıkılınca bilgisayardan yenilerini aktarıyorum. Sen başka türlü anlamışsın demek ki. :)
SilBenim sınırsız internetim olmadığı için YouTube listeleri yapamıyorum. :P
Evet, demek ki şeker sanıldığı gibi baş ağrısına iyi gelmiyormuş. En azından senin dediğin gibi söz konusu durumlar yoksa. Yalnız, tadı harika şekerlerin, hakkını teslim etmek gerek. Şu anda baş ağrım tamamen geçmiş durumda. Bu da işin sevindirici tarafı.
"Yine de daha iyisini yazabiliyorsun" sözündeki mesajı aldım. Hele o sondaki "bence" yok mu, her şeyi bitiriyor: beğenmedim diyorsun kısacası. :))
Sevgiler…
Karışmış dediklerim. Bilgisayarda duran müziklerimi mp3 şeysi eskidikçe, yeni mp3 aldıkça aynen gene aktarıyorum demek istemiştim. Müzikler aynı yani. Gerçi bir yerde haklısın, bazen aynılarını değil başka aktarıyorum. Yok, karışmamış:)
SilYoo, mesaj vermedim, ne dediysem o. Fena değil:)
Olsun, bu da böyle olsun... Hep güzel hep güzel nereye kadar:)
Demek ki sen hep aynı müziği dinlemekten sıkılmıyorsun. O da güzel. :)
SilSen mesaj verdin demedim ki zaten, ben aldım dedim. :)