İnsanlara kitap önerme taraftarı değilim. İki nedenden ötürü. Birincisi, muhatabım eğer okuyan bir insansa doğal olarak kitaba aşinadır zaten, böylece ne okuyacağını da bilir, ona benim önermemin gereği de kalmaz. Gene de böyle bir insan yakınımsa eğer beğendiğim bir kitabı ona önerdiğim olur. İkincisi, eğer okuyan bir insan değilse ona hangi kitabı önerirsem önereyim okumayacağını, okusa bile ondan bir feyz almayacağını bilirim, bildiğim için de önermeyi gereksiz bulurum. "Neyi seviyorsan onu oku," böyle insanlara en çok söylediğim sözdür, "çocuk kitabı seviyorsan çocuk kitabı oku."
Kitap dediğin bir bütün değildir aslında. Fiziksel olarak neredeyse hepsi birbirine benzer ama içerikleri bakımından asla yan yana koyamayacağımız kitaplar vardır. Misal, bir yemek kitabıyla bir şiir kitabı, bir taşla bir tahtanın benzemesi kadar benzerler birbirine. Nasıl ki bir bakkala girdiğimizde aynı rafta gördüğümüz şampuan kutularıyla sıvı yağ şişeleri birbirlerinden bütünüyle ayrı şeylerse, bir kitapçıya girdiğimizde de aynı rafta gördüğümüz bir romanla bir sosyoloji kitabı büsbütün ayrı şeylerdir kanısındayım. Bazı insanların çay, bazılarının gazoz sevmesi gibi, kimi insanların öykü, roman, şiir, deneme, kimilerininse felsefe, sosyoloji, tarih, siyaset kitapları sevmeleri normal karşılanmalıdır. Daha da indirgenebilir hatta; tarihi roman seven insan olabileceği gibi, aşk romanı seven de çıkabilir. O vakit çay seven birine neden gazoz önerelim ki?
Tabii, bunları genel anlamda söylüyorum. Kitap önereceğimiz insanı tanıyorsak o başka, önerebiliriz elbette. Edebiyat seven yakın bir arkadaşımıza ya da ailemizden birine pek tabii ki bir şiir kitabı, bir roman önerebiliriz.
Dr. Blue'nun sorusu üç aşağı beş yukarı yanıtını buldu sanırım. Yalnızca son zamanlarda değil, hiçbir zaman herkese önerdiğim bir kitap olmamıştır. Belki bir arkadaş sohbetinde ortaya, "Şu kitabı çok severim, herkes okumalı," yollu bir şeyler söylemişimdir. Blogda söylediğim de olmuştur. Öylesi bir durumda da benim dediğimi isteyen üzerine alınır zaten. Söz gelimi, filanca romanı çok beğendiğimi dile getirmişsem, edebiyata aşina, roman okuyan bir insan alıp okuyabilir, ben de öneride bulunmuş olarak sevap işlemiş olurum. Ancak, yukarıda da söyledim, insanlara kitap önerdiğim olmuştur, hatta, nadiren de olsa, okumayacaklarından emin olduğum insanlara bile kitap önerdiğim olmuştur, fakat herkese "kendine göre" kitaplar önermişimdir. Unutmadan, öğrencilerimi tüm bu söylediklerimin dışında tuttuğumu da belirteyim. Onlara daha çok okuma alışkanlığı kazandırma yolunda önerilerde bulunuyorum, şimdilik konumuz ayrı olduğu için üzerinde durmayacağım.
Gene de burada birkaç kitap adı sayacağım. Hepsini öneri olarak kabul edin. Cervantes'in Don Quijote'sini (daha bilinen adıyla Don Kişot) ne zamandır bir kez daha okuyasım var, umarım bu yıl bitmeden okurum. Aynı şekilde Çehov'un Bozkır'ının da tadı damağımda kalmış. Yaşar Kemal'in İnce Memed'i de koca dört cilt, vakit bulup onu da bir kez daha okusam hiç fena olmaz hani. Sait Faik hikâye ustası, hiç olmazsa Seçme Hikâyeler'i okunmalı. Deneme dendi mi aklıma Nermi Uygur gelir, tüm kitaplarını okuyup bitirmek düşüncesindeyim, bakalım, Dilin Gücü'nü çok severim, üç kere okudum galiba, yine okuyacağım. Albert Camus'nün Yabancı'sını severek okumuştum. Comtesse de Ségur'den Bir Eşeğin Anıları'nı pek çok kişiye önerdiğim olmuştur. Garip ve İkinci Yeni şairlerinin şiirlerini severim. Daha geçen gün Göğü Delen Adam adlı bir kitap okudum ve çok beğendim, blogda yazacağım zaten. Ferit Edgü'nün Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı'sını beşinci okuyuşumdu galiba. Bunların dışında sevdiğim birçok kitap daha var tabii, ancak bunlar yeter diye düşünüyorum. Bir de, görüldüğü üzere, edebiyatın dışına çıkmak istemedim. Yalnızca bir tane felsefe kitabı önereceğim, madem Sokrates'in yeğeniyim, Sokrates'in Savunması'nı da okuyun derim.
Kalın sağlıcakla...
Üşenmedim bir de kolajını yaptım. |
ALBERT CAMUS Yabancı benimde son kitap alışverişimde edindiğim bir eser,Yaşar Kemal'in İnce Memed'i de okusam deyipte bir türlü almadıklarımdan listeme ekleyeceğim,paylaşımınız için emeğinize sağlık,hoşkalın ;)
YanıtlaSilSelam Deniz, hazır yaz tatiliyken okumaya çalış bence. İnce Memed'i kütüphanelerden bulabilirsin muhtemelen, bir bakıver derim.
SilSelamlar...
öncelikle (her ne kadar zorla yazdırmış gibi hissetsem de) teşekkür ederim, davetime yanıt verdiğin için. :)
YanıtlaSilaslında haklısın. her insan ayrı bir dünya. zevkleri, hoşlandıkları, kendine ve çevresine göre her gün ayrı bir şekle bürünür. ve benim sevdiğim kitabı sen seveceksin diye bir durumdan her zaman söz edemeyiz. hatta benim bayıldığıma, senin kılını bile kıpırdatmaman mümkün. her şeye rağmen, senin okuduklarını öğrenerek aslında kitap hazneme yeni isimler katmam mümkün. ha beğenirim, beğenmem ayrı. :)
bana kazandırdığın isimler için ayrıca teşekkür ederim.
Merhaba dr. blue, rica ederim. Mim furyasının dışında kalmayı yeğlesem de bu iyi oldu. Yazıda da söyledim, bu konuda bir şeyler karalamayı düşünüyordum zaten. :)
SilSevgiler...
Ikisini okumusum bile (Ince Memed ve Sokrates'in Savunmasi). Oley bana! :)
YanıtlaSilAynen. Kitap tavsiye etmek sadece insanin kendi zevkine hizmet eden bir sey olsa gerek. Bir zamanlar "Bunu mutlaka oku!" diyerek bulusmalara kitapla gittigim ve kolunun altina o kitabi sikistirmadan yollamadigim arkadaslarim, bir kac ay sonra "Cok sagol ama hic zamanim olmadi, al sen bunu" diye gayet heyecansiz (niye heyecanlansin ki, okumamis) kitap elde gorunduler. Dersimi alan ben, guzel kitaplarin guzelligiyle yapayalniz, once Facebook'ta duyurmaya calistim, ve kitaplarima hic "like" almayinca, careyi eski-yeni kitap dukkanlarinda calisanlarla arada bir laflamakta buluyorum. Hayat degil, guzel seylere tek basina taniklik etmek zor. :P
Merhaba ayca. Öbürlerini de okursun umarım. Güzel kitaplardır. (Bak gördün mü, önermem derken bile kitap öneriyorum. Aslına bakarsan insan okuyacağını bildiği kimselere kitap önermekten çekinmiyor.)
SilKitaplarla yapayalnız kalmak galiba daha çok günümüzde olan bir şey. İnsanların uğraşacağı o kadar çok şey var ki kitapla uğraşıyorsan zaten yalnızsın bir bakıma. Ama son dediğinde sana katılmıyorum, güzel tek başına tanıklık etmek zor olabilir ancak çok kıymetli bir tadı da var bunun. Gerçekten. Ben demiyorum, düşünürler, aklı başında insanlar diyor.
Sevgiler…