22 Şubat 2014

Zamana Dair Düşünceler

Bir gün gelir, zamanda yolculuk mümkün olur mu? O hep filmlerde gördüğümüz sahneler gerçeğe dönüşür mü? Bizden iki yüz yıl sonra yaşayacak olan biri, bir gün birden karşımıza çıkıverir mi? İki yüz yıl önce ölmüş bir akrabamız gelip bize selam verir mi? Bilemeyiz. Tek bildiğimiz, zamanın hiç durmadan akıp gittiği. Su bile durur bazen, ama zaman asla.
***
via
Gün gelir de zamanda yolculuk mümkün olursa, çokluk insanlar acaba geçmişe mi gitmek isterler, yoksa geleceğe mi? Pek azımızın aklına gelen bir sorudur bu belki de. Fikrimi sorarsanız, insanların büyük bölümü geçmişe gitmek isteyeceklerdir, derim. Hatta buna kalıbımı basarım. İsterseniz deneyin, gidin önünüze çıkanlara sorun, ayaküstü cevaplar olmaması kaydıyla, biraz düşününce, insanlar size geçmişe gitmek isteyeceklerini söyleyeceklerdir. Neden böyledir acaba? Bilemeyiz ki. Pek çok şeyin nedenini bilemeyiz nedense. İnsan her şeyi bilince ne yapar eder acaba? Bir kere, her şeyi bilen biri artık hiçbir şeyi merak etmeyecektir, değil mi? Çünkü, adı üstünde, her şeyi biliyordur? Meraksızlık da bu dünyada insanın başına gelebilecek üç-beş esaslı talihsizlikten biri olsa gerek. Düşünsene, hiç ama hiçbir şeyi merak etmiyorsun. İnsan kafayı yer. Kafayı yemek demişken, az buçuk kitap okuyan insana, kafayı yiyeceksin, diyen bir toplumda meraklı bir insan olmak da az talihsizlik sayılmaz hani. Kendine hep sorular soran, meraklı mı meraklı bir çocuk varmış bir zamanlar. Meraklı olmasına meraklıymış ama gidip kimseye sormazmış merak ettiklerini, anası babası dahil, çünkü kafasındaki soruların yanıtının kimsede olmadığını çok iyi bilirmiş. Örneğin, Tanrı'nın hiç canı sıkılmıyor mudur, diye sorarmış kendine hep. Her şeyin sahibi olan bir varlık, her şeyi bilen bir varlık nasıl olur da sıkılmaz? Bunu merak edermiş işte. Ama merak ettiğiyle kalırmış.
***
Immanuel Kant
Gelmiş geçmiş en büyük filozoflardan biri olan Kant'a göre, zaman şeylerin art arda, mekân ise şeylerin yan yana gelmesidir. Hiç unutmam bunu, yıllar önce bir felsefe dersinde söylemişti hoca. Kant, 1724'te doğmuş, 1804'de ölmüş. Bütün hayatı memleketi Königsberg'de geçmiş. Üniversiteyi de orada okumuş. Kant'ı az biraz tanıyan bir insan, "Çok okuyan değil, çok gezen bilir," sözüne asla inanamaz. Bütün ömrünü aynı yerde geçirmiş ama tarihin kaydettiği en büyük beyinlerden biri. Çalışma disipliniyle de ünlüdür Kant. Evet, Almanların disiplinli olduğunu hepimiz biliriz ama onunki de öyle sıradan bir disiplin değilmiş. Zaten aksi olsaydı, bu denli büyük bir filozof olur muydu? Her gün hava almak için dışarı çıkarmış Kant. O denli dakik bir insanmış ki, dışarıya çıkış zamanı bir dakika olsun şaşmazmış. Öyle ki, civarda yaşayan kadınlar onun çıkış zamanına göre saatin kaç olduğunu hesaplar, ev işlerini ona göre yaparlarmış. O zamanlar her evde saat yokmuş.
***
Zamanın durması mümkün müdür acaba? Hani o herkesin aklına gelen düşünce vardır, biri zamanı durdursa da bilmem ne. Zamanın durması elbette mümkün değildir. Çünkü zamanı zaman yapan, akıyor oluşudur. Durduğunda ona zaman diyemeyiz. Mantığa uymaz bu çünkü. Ulan, iyi ki felsefe var.
***
Zamanı geriye döndürmek azıcık mümkündür aslında. Nasıl mı? Bir zamanlar çok dinlediğiniz (çok dinlediğinize göre çok sevmiştiniz) ama şimdi artık hiç dinlemediğiniz bir müziği açın tekrar. Sizi hemen o zamana götürecektir. O zamanki arkadaşlarınızı anımsayacaksınız önce. Sonra, o zaman yapıp ettikleriniz, gidip geldiğiniz yerler, hatta yiyip içtikleriniz gelecek gözünüzün önüne. Hüzünleneceksiniz kesin olarak. Ama geçen zaman geçip gitmiştir canlarım, elden bir şey gelmez. Müzik, en iyisi yine müzik dinlemek.
***
Geçen yıl bir blogda bir yazı okumuştum. Şöyle başlıyordu: "Günün birinde hepimiz ölmüş olacağız." Oysaki, geçmişteki günlerde iyi kötü yaşamışızdır. İşte galiba bundandır ki, zamanda yolculuk mümkün olsa, çoğumuz geleceğe değil, geçmişe gitmek isteriz.
***
Her şeye rağmen, öleceğimiz günü düşünerek hayatı kendimize zehir etmek bütünüyle gereksizdir. Yaşamak en iyisi.

5 yorum:

  1. Yine güzel bir yazı, ilginç düşünceler.
    Keşke seçtiğim sözleri kopyalamama izin verseydiniz!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Hocam.

      Geçen yıl kopyala-yapıştır sistemini engellemek için bloğa bazı kodlar eklemiştim. Kaldırmak için biraz uğraşmak gerekecek doğrusu. Şu sağdaki kenar çubuğunda yer alan E-posta ile takip edin bölümünden abone olursanız tüm yazılar e-posta adresinize gelir, o zaman kopyalayabilirsiniz. Saygılar...

      Sil
  2. sevgili harun, kant'ın ölümüne 18o1 demişsin ama 18o4 olsa gerek_

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba yoluk, hoş geldin. Kant'ın doğum ve ölüm tarihlerini unutmuştum haliyle, dün baktım, 1724-1801 yazıyordu, üstelik de Macit Gökberk'in Felsefe Tarihi'nde. Demek ki onun da gözünden kaçmış. Haklısın, gerçek ölüm tarihi 1804'müş, düzelttim. Uyardığın için teşekkür ederim. Sağlıkla kal.

      Sil
  3. Stephen Hawking'in Radikal'de çıkan bir yazısı vardı; aşağıda kısa bir alıntısı var.
    Kendileri ne yazık geçmişe yolculuğu imkazlıyor. Ama ben herşeye rağmen hayal edilen herşeyin bir gün gerçekleşebileceğine inanıyorum.
    Zaman çok çok enterasan bir konu... Ve bence kesinlikle hareket ile bağlantılı. Yani dünyadaki herşey, hercanlı her hareket dursa zamanda durabilir... Ve anların toplamına zaman diyoruz ...Shawshank Redemption filminde diyordu; hayatta ya yaşamakla meşgul olacaksın ya da ölmekle... İnsan yaşarken yaşamakla meşgul olmalı, olabilmeli bencede...

    "Paradokslar üzerine düşünmek eğlencelidir. En ünlüsü genellikle Büyükbaba paradoksu diye anılanıdır. Şimdi elimde yeni, daha basit bir versiyon var ve ona Çılgın Bilimci paradoksu diyorum. Filmlerde bilimcilerin sık sık çılgın insanlar gibi gösterilmesini sevmiyorum, fakat bu örnekte doğru. Bu çatlak bir paradoks yaratmakta kararlı, hayatına mal olsa bile. Bir şekilde bir solucan deliği inşa ettiğini düşünün, sadece bir dakika geçmişe uzanan bir zaman tüneli. Solucan deliğinden bakarak bilimci bir dakika önceki kendisini görebilir. Peki bilimci solucan deliğini daha önceki kendini vurmak için kullanırsa ne olur? Şimdi ölüdür. Peki tetiğe kim bastı? İşte size paradoks. Akla hiç yakın gelmiyor. Kozmologlara kâbuslar gördüren türden bir durum bu.

    Bu tür bir zaman makinesi, bütün kainata hâkim olan temel bir kuralı ihlal edecektir - yani nedenlerin sonuçlardan önce gerçekleştiği ve bunun aksinin mümkün olmadığı kuralını. Ben şeylerin kendisini imkânsız kılamayacağına inanırım. Eğer kılabilselerdi, bütün kainatı kaosa sürüklenmekten hiçbir şey alıkoyamazdı. Bu yüzden bence daima paradoksu engelleyen bir şey oluyor. Bir şekilde, bilincimizin kendisini, niye asla kendi kendini vurabildiği bir durumda bulmayacağının bir nedeni olmalı. Ve bu durumda şunu üzülerek söylemeliyim ki, sorun solucan deliğinin kendisi...Solucan delikleri aracılığıyla ya da herhangi başka bir biçimde geçmişe yolculuk muhtemelen imkânsız, zira imkân dahilinde olması paradokslara yol açacaktır. Ne yazık ki, geçmişe yolculuk hiçbir zaman gerçekleşmeyecek. Dinozor avcıları için ne büyük hayal kırıklığı ve tarihçiler için ne büyük rahatlama..." Radikal gazetesi 09/05/2010."

    YanıtlaSil

Yorumunuzda bir web sayfasına bağlantı vermek istiyorsanız buraya bakabilirsiniz.

Yorumlarla ilgili notlar için buradaki sayfanın sonuna bakabilirsiniz.

Sayfa başına git