30 Aralık 2014

Evcil kuşlar, evcil kediler, evcil insanlar

Ablam iki küçük kuş getirdi eve üç gün önce. Papağan dışında evcil kuş türlerini tanımıyorum, hangisi muhabbet, hangisi kanarya çıkaramıyorum, bizimkiler muhabbet sanırım. Geldikleri gün Ramazan saldırdı zavallıların kafesine, çok korktular. Annem Ramazan'ı alıp kendi yöntemleriyle tembih etti, bunlar benim kuşum, sakın dokunma yollu bir şeyler söyledi. Biz de iyi dedik, Ramazan bir daha da ilişmez kuşcağızlara. Fakat dün gece yine saldırmış. Kafes kanepenin üzerindeymiş, bizimki de hazır ev halkı uykudayken fırsat bu fırsat deyip şansını bir daha denemiş. Kafes düşmüş, üstelik kapısı da açılmış, bereket versin kuşlar dışarı çıkmamışlar. Sabah kalktığımda henüz meseleden haberim yokken kanepeye saçılmış yemleri görünce içimden, demek böyle oluyor, bu kadar külfeti var bu ev kuşlarının, saçıp döküyorlar, dedim. Meğer zavallıların günahını almışım.

Ramazan Efendi bizim kedimiz. Eşek kadar bir kedi, rengi kara, göğsünde azıcık beyazlık var. Kaç yıldır bizim evde, vallahi ben de bilmiyorum. Bizde doğdu zaten. Anası da bizim kedimizdi. Ramazan üzerine bir yazı yazmak da uzunca süredir aklımda aslında. Çok ilginç bir kedi. Dışarı çıkıp gezip tozduğu oluyor elbette ama sokağı hiç görmedi. Sokaklarda yaşayan, çöplerden beslenen soydaşlarının nasıl bir hayat sürdüğünden bihaber. Buna rağmen sokak kedileri yanına yanaşamıyorlar bunun, dövüyor hepsini, bazılarını yaralıyor. Normalde durum bunun tam tersidir, sokağın o sert yüzüyle henüz bebekken tanışan kediler, yaşamlarını sürdürebilmek için her türlü zorluğun üstesinden gelmeyi öğrenirler. Böylece değil evcil kedilerden, köpeklerden bile korunmasını bilirler. Fakat işte, ne diyorsam o, bizim hayatı boyunca bir geceyi olsun sokakta geçirmemiş Ramazan'la baş edemiyorlar. Nedir, anlamadım ki. 

Henüz isim de koymadık. Çeşitli öneriler var.
Kuşlar çok şirinler. Biri beyaz, öbürünün rengini nasıl tarif edeceğimi bilemiyorum. Göğsü olduğu gibi desenli, sırtı da kırmızı, kahverengi arası bir şey galiba. Hangisinin dişi, hangisinin erkek olduğunu da bilmiyorum. Şu an masamda, yanı başımda duruyorlar. Demin çok hareketliydiler, şimdi çıt çıkarmıyorlar. Meraklı gözlerle beni izliyorlar, görmelisiniz. Yemlenirken çok güzel, usulcacık bir ses çıkarıyorlar. 

Hayatım boyunca evimizde bir kez kuş besledik. Komşumuzun oğlu E. getirmişti onu bize. E. çobandı, bir akrabamızın çobanı, sabahtan akşama kadar çobanlık yapıyor, akşam da evine dönüyordu. Dönerken, bize uğrayıp bir saat kadar televizyon izleyip evine gidiyordu. Bir akşam elinde yaralı bir serçeyle geldi. Serçenin kanlı kanadını hatırlıyorum, ne olduğu üzerine fikir üretmeye çalıştılar ama kesin bir şey söylemedi kimse, hiçbir zaman da o kuşun nasıl yaralandığını bilemedik. Bir kedinin pençelerinden mi kurtulmayı başarmıştı, çocuklar mı onu o hale getirmişti, anlayamadık. Uçamıyordu, çünkü kanatlarının tüyleri hep yolunmuştu. 

Annemler hemen kuşu alıp yaralarını sarmaya koyuldular. Keşke ölmese diyorduk hep içimizden. Ölmedi. Yarası tez zamanda iyileşti ve inanır mısınız, evin bir bireyi haline geldi. Kafes filan da yoktu ha, öylece bizimle yaşıyordu evin içinde. Geceleri bile nereye isterse oraya tünüyordu. Birkaç ay geçti. Kuşumuz –nedense bir isim de koymamıştık– artık enikonu kanatlanmıştı. Evin içinde dilediği yere uçuyordu. Bizim kullandığımız her yerde o da vardı. Bir bakıyordun mutfakta, bir bakıyordun misafir odasında. Yemek yerken, çay içerken de elbette hep bizimleydi. 

Günün birinde kuşumuz birdenbire ortadan kayboldu. İçeride, dışarıda aramadığımız, sormadığımız yer kalmadı, kuşu bulamadık. Kedinin kapıp götürdüğü, artık kanatlandığı için başını alıp gittiği şeklinde yorumlar yapıldı ama ne çare, kuşu geri getirmeye yetmedi. Serçemiz bizi bırakıp gitti. 

Evcil kuşlarla balıklara çok üzülüyorum. Bütün bir ömürlerini kafeste geçiriyorlar. Ama elimden ne gelir ki? Bıraksan gidip doğada yaşayamayacak, ölüp gidecekler. Bize iyice alışsınlar da baharda havaların ısınmasıyla Ramazan'ı gece dışarıda tutarız, bunlar da biraz odada filan gezinirler. 

(İnsanlar da bir zamanlar yabaniydi. Cennet denen doğada bir başlarına yaşıyorlardı. Sonra Tanrı onları evcilleştirmeye karar verdi.)

12 yorum:

  1. Bülbül sanırım bunlar?
    Ramazan'ı çok merak ettim, onu da en kısa sürede fotoğraflarıyla burada görmeyi çok isterim. Kedilere bayılıyorum. :))
    Kedi besleme geleneğini de çok severim, köyümüzde bahsettiğin gibi oluyor, kedinin yavruları, onun yavruları derken bir kedi soy ağacı görüyoruz. Apartmanda büyümenin sıkıntısını çok çekiyorum bu konuda ne zaman kedi almak istediğimi söylesem apartmanda bakamayacağımız uyarısı alıyorum. İnşallah bir gün kedim olur :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah olur Şenaycığım. Olmayacak şey de değil, bu kadar istediğine göre günü gelir alırsın. Kedi de alırsın ördek de. :) Bakarsın gün geldi müstakil bir eve taşındın, o zaman kendine bir kedi al, ilginç bir isim ver, hatta dişiyse ona da Şengül de, güzel güzel geçinip gidin işte. :)

      Ramazan'ı bir ara anlatmayı düşünüyordum zaten. İyice yaşlandı garibim. Geçen yıl öleceğini düşündük hatta. Bu kışı da atlatacak gibi.

      Sevgiler...

      Sil
    2. Çok güzel olur, inşallah :))

      Sil
  2. Bizim evde iki kedi varken, bir yaz akşamı pencereden içeri bir kuş girdi, pencerenin ppervazına kondu. Etrafa haber saldık, bir hafta boyunca arayan soran olmayınca bir kafes aldık, kafesinde yaşıyor. Kedilerle arası iyi arada salıyoruz uçuyor odada, kediler uyurken kafalarına konup kafalarını bikbikliyor. Kedilerin hoşuna gidiyor, bir o yana bir bu yana çeviriyorlar kafalarını kuşun çenelerini kaşımasna hastalar. Kuş olduğunu unutttular, ama öte yandan balkona gelen kuşlara saldırmak en büyük eğlenceleri. Keidler de, kuşlar da çok garipler. .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Vladimir. Acaba sizin kedilerde mi bir anormallik var yoksa bizimkinde mi?
      Ramazan'ın da en kısa sürede sizinkiler gibi bir huy edinmesini temenni ediyorum. :)
      Mutlu yıllar...

      Sil
  3. Ne sizin ne de benim kedilerimde anormallik var. Kardeş olmalarından dolayı benzer özellikleri olan iki kedimin bile birbirine benzemeyen huyları hane halkını zaman zaman şaşkınlığa düşürmekte. Kedilerin birbirinden çok farklı ve ilginç huyları olur, değiştirmeye çalışmamak lazım. Değişmezler.. Olduğu gibi iyi hepsi. Size de mutlu yıllar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısın Vladimir, kediler hakkında pek olmasa da bir şeyler okudum, hakikaten de ilginç hayvanlar. Kayıtsızlar, umursamazlar, kuyruk sallamazlar, özgün bir ruh haline sahipler vs. İyi hayvan olduklarında şüphe yok ama. Bazen düşünüyorum da, keşke insanlar kedi huylu olsalardı, o zaman hiç olmazsa menfaatleri icabı birbirleri önünde eğilip bükülme, kuyruk sallama neyim olmazdı.
      Sevgiler...

      Sil
  4. Artık cok gec. Ramazan bir kere saldirdiysa vazgecmez artik. Maalesef.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle mi? Ama Ramazan akıllı duracağa benziyor?..

      Sil
  5. çok başarılı bir paylaşım olmuş.
    Kuş İsimleri yöneticisi olarak başarılarınızın devamını diliyorum. Tags: erkek Kuş İsimleri - dişi Kuş İsimleri

    YanıtlaSil

Yorumunuzda bir web sayfasına bağlantı vermek istiyorsanız buraya bakabilirsiniz.

Yorumlarla ilgili notlar için buradaki sayfanın sonuna bakabilirsiniz.

Sayfa başına git