16 Aralık 2014

Başka dillere bulaşmak


Bulaştığım Dillerin İklimi

Fransızca: herşey sımsıkı yerliyerinde olmalı. 
Latince: Bir çeşit söz-geometrisi.
İngilizce: Kılıkırkyarmada birebir. 
Eski Yunanca: Gevşek-ciddi bir tatlılık.
İtalyanca: Şakımalı bir sarıp sarmalama. 
Almanca: Özenli bir balta girmemiş orman, akılcı-romantik. 
İspanyolca: Zengin, derin, gururlu, çölümsü. 

(Ya Türkçe? Türkçe: tüm öbür dilleri işittiğim kulak, konuştuğum ağız, öbür dillere dokunduğum el, öbür dilleri gördüğüm göz.) 

Yabancı bir dil öğrenmek, yalnız dil öğrenmek değildir. İnsan, dille birlikte, başta kendisi olmak üzere, hemen hemen herşeyi yeniden yaşayıp öğrenmek zorundadır.

Bazısı uygun düşse de yerici nitelemeler biryana, ne tezcanlı, ne toptancı yaratıklarız! Yabancı bir dilin çabuk öğretildiğine inanmışızdır bir kez. Oysa çoğun gönlümüzce at oynattığımızı sandığımız kendi anadilimizin bile pekçok yerini yöresini elyordamıyla biliriz. Yıllarca çalış çabala, yıllarca sev bağlan, bir de bakıyorsun ki limoncu kayığına ancak fesini atabilmişsin. Gerçekte öyle sözcükler, öyle dilsel anlatım olanakları var ki, onların tadını görevini iyice anlayıp uygulamak için birkaç insan yaşamı bile az.

Dillerin çokluğu kadar insanı darlıktan kurtaran, bağnazlıktan alıkoyup başka gerçekliklere anlayış ve hoşgörü uyandıran bir gerçek yok,– yeter ki gözü kulağı kısıtlamayalım.


Nermi Uygur
Her anadille başka türlü konuşur evren. 

İnsan, çeşit çeşit dillerde yatan, çeşit çeşit bilgeliklerin hakkını vermeyi öğrendikçe bilgeleşir. 

Başka bir dile bulaşmayan, anadilinin tadına varamaz. Yabancı dil öğrenimi, başka yararları yanında, bilinçli anadil sevgisinin vazgeçilmez koşuludur. 

Nermi Uygur, Yaşama Felsefesi.

12 yorum:

  1. Güzel ifade edilmiş. Nermi Uygur'u da ilk defa duydum. İyiymiş, merak ettim.
    Ben de deneyimlerinden şunu anladım diyebilirim. Bir diğer dili iyi bilen biri kendi diline daha saygılı oluyor ve kendi dilinin içine kattığı ve kendini yabancı dil bilir gösterdiğini sandığı yabancı kelimeleri kullanmıyor.
    Hem kendi dilini hem yabancı dili daha doğru konuşuyor.

    Sence, kendi dilini iyi bilmek yabancı dil öğrenmekte kolaylık sağlar mı?İkinci olarak, balbal kelimesinin kökenini sorsam yardımı olur musun acaba?:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş geldin Aze.

      Nermi Uygur'un adını ben 2006'da duydum galiba. O günden beri deneme denince aklıma gelen ilk isim o. Son derece derin, kültürlü bir adam.
      *
      Ben de senin gibi düşünüyorum, zaten Uygur'un kitaplarında da bu konu bolca vardır, kendi dilini iyi bilen, yabancı dili de iyi öğrenir. Kendi dilini bilmeyen yabancı dili zor öğrenir. Buna bir kural da diyebiliriz.
      *
      Balbal kelimesini ilkin lisede tarih dersinde duydum. "Eski Türklerde mezar başına ya da kurgan çevresine dikilen, kimilerinde yazı ve işaretler bulunan tek parça uzunca taş," diye tanımlanıyor sözlükte. Günümüz anlamıyla mezar taşı. Kökenine gelince, Nişanyan Sözlüğü'nün bendeki baskısında bu kelime yok, internet versiyonunda ise soru işareti düşülmüş, herhalde kökeni bilinmiyor anlamında. Öte yandan, ilginçtir, Divanu Lügati't-Türk'te de yok. Wikipedia'ya göre balbal'ın anlamı Türkik kökenli olup "baba, ata" olabileceği gibi, Moğolca kökenli olup "insan yapımı heykel" de olabilirmiş.
      Hayırdır, nereden esti balbal?

      Sevgiler...

      Sil
    2. Biri ile kelime üretme oyunu oynuyorduk, balbal kelimesi ile oyunun seyrini değiştirdi kendisi. İlk defa duydum da sana sorayım istedim. Sonra dönüp ilgili kişiye bilgi vereceğim:)

      Sil
    3. Çok teşekkür ederim detaylı bilgilendirme için.

      Sil
    4. Rica ederim, ne demek. Bundan sonraki oyunları sen kazanırsın umarım. :)
      Sevgiler...

      Sil
  2. Teşekkürler. Ben kazanmak istemiyorum. Mutlu olmak istiyorum.
    Sevgiler sana da...

    YanıtlaSil
  3. Limoncu kayığına fesini atabilmek deyiminin anlamı nedir acaba ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uzun uğraşlar verildiği halde çok az getiri elde etmek. Nihai amaç kayığa binmekken, bırak binmeyi, henüz bir ayağını bile atamamış, ancak fesini başından çıkarıp atabilmişsin.

      Sil
  4. "ne tezcanlı, ne toptancı yaratıklarız! Yabancı bir dilin çabuk öğretildiğine inanmışızdır bir kez. Oysa çoğun gönlümüzce at oynattığımızı sandığımız kendi anadilimizin bile pekçok yerini yöresini elyordamıyla biliriz. Yıllarca çalış çabala, yıllarca sev bağlan, bir de bakıyorsun ki limoncu kayığına ancak fesini atabilmişsin" bu ifadeyi bugün bir paragraf sorusunda çözdüm. O deyimin anlamını öğrenmek için arattım. Ordan buraya geldim. Tekrar teşekkürler :)

    YanıtlaSil

Yorumunuzda bir web sayfasına bağlantı vermek istiyorsanız buraya bakabilirsiniz.

Yorumlarla ilgili notlar için buradaki sayfanın sonuna bakabilirsiniz.

Sayfa başına git